Turkish-English Glossary of Legal Terms - Türkçe-İngilizce Hukuk Terimleri Sözlüğü
A
- AB Müktesebatı: acquis communautaire
- abluka: blockade
- açık arttırma: public sale
- açık deniz devriyesi: high seas patrol
- açık denizler: high seas
- açık denizlerde kesintisiz takip: hot pursuit at the high seas
- açık duruşma: public hearing
- açık izin: express permission
- açık tanıma: express recognition
- açık ve yakın tehlike: clear and imminent danger
- açıkça dayanaktan yoksun: manifestly ill-founded
- açıklık ve öngörülebilirlik: clarity and predictability
- adalet: justice
- adaletin tecellisi: in the interest of justice
- adam kaçırma: kidnapping
- adam öldürme: homicide
- aday gösterme: nomination
- adi suç: ordinary offence
- adi şirket: ordinary partnership
- adil tatmin: just satisfaction
- adil tazmin: just satisfaction
- adil yargılama: fair trial
- adil yargılanma hakkı: right to fair trial
- adli: judicial
- adli belgeler: judicial documents
- adli hata: judicial error
- adli kolluk: judicial police
- adli para cezası: judicial fine
- adli sicil: criminal record
- adli tatil: judicial recess
- adli tıp: forensic medicine
- adli yardım: legal aid
- adli yardım talebi: request for legal assistance
- adli yardımlaşma: judicial assistance
- af: amnesty
- af: pardon
- Ağır Ceza Mahkemesi: Assize Court
- ağır hapis cezası: heavy imprisonment
- ağır ihlal: grave violation
- ağırlaştırıcı sebep: matter of aggravation
- ağırlaştırılmış ömür boyu hapis: aggravated life imprisonment
- aile birleşimi: family reunification
- aile birleşimi hakkı: right to family reunification
- aile yaşamına saygı hakkı: right to respect for family life
- akit: contract
- âkit taraflar: contracting parties
- alacağın temliği: assignment of claims
- alacak: credit
- alacak hakkı: right to claim
- alacaklı: creditor
- aldatma: fraud
- aleniyet: publicity
- alıkoyma: retention
- alt bölüm: subdivision
- alt derece mahkemeye geri göndermek: to remit
- altsoy: descendant
- anahtar teslim: turn-key
- anayasa: constitution
- Anayasa Mahkemesi: Constitutional Court
- anayasa yargısı: constitutional jurisdiction
- anayasaya aykırılık: unconstitutionality
- anlaşma: agreement
- anonim şirket: joint stock company
- antlaşma: treaty
- antlaşmadan çekilme hakkı: right to withdraw from treaty
- antlaşmalar hukuku: law of treaties
- antlaşmaların çatışması: conflict of treaties
- antlaşmanın kabul edilmesi: acceptance of a treaty
- antlaşmanın onaylanması: ratification of a treaty
- antlaşmanın uygun bulunması: approval of a treaty
- antlaşmaya katılma: accession to a treaty
- antlaşmaya taraf olma: to be party to a treaty
- ara karar: interlocutory decision
- arabuluculuk: mediation
- arazi vergisi: land tax
- asi: rebel
- asker kaçağı: deserter
- askeri yargı: military justice
- askıya alma: suspension
- asli fail: principal offender
- asliye ceza mahkemesi: criminal court of first instance
- asliye hâkimi: judge of first instance courts
- asliye hukuk mahkemesi: civil court of first instance
- aşağılayıcı muamele: degrading treatment
- atama: appointment
- ateşkes anlaşması: ceasefire agreement
- atılı suç: imputed offence
- atmosfer dışı uzay: extra-atmospheric space
- Avrupa Birliği Adalet Divanı: Court of Justice of the European Union
- Avrupa Birliği Hukuku: European Union Law
- Avrupa Birliği vatandaşı: European Union citizen
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi: European Court of Human Rights
- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi: European Convention on Human Rights
- Avrupa Kamu Hizmeti Mahkemesi: European Civil Service Tribunal
- avukat: attorney-at-law
- avukat yardımı: legal assistance
- ayıp: defect
- ayni haklar: real rights
- ayrıcalık: privilege
- ayrımcılık: discrimination
- ayrımcılık yapmama: nondiscrimination
- azınlık: minority
- azil: dismissal
B
- bağımsız ve tarafsız mahkeme: independent and impartial court/tribunal
- bağımsızlık: independence
- bağımsızlık ilanı: declaration of independence
- bağışıklık: immunity
- bağlama: impoundment
- bağlama limanı: port of registry
- bağlı toprak: dependent territory
- bakmakla yükümlü olunan kişiler: dependants
- banka kredisi: bank loan
- bankacılık işlemleri: banking transactions
- bankacılık sırları: banking secrecy
- barınak: shelter
- barınma limanı: port of emergency
- basit çoğunluk: simple majority
- baskı altında: under duress
- başlangıç: preamble
- başlık: title
- bekletici mesele: preliminary issue
- belediye: municipality
- belediye başkanı: mayor
- belediye meclisi: municipal council
- belge: document
- bent: subparagraph
- beraat etmek: to be acquitted
- beraat kararı: acquittal
- beyanname: declaration
- bildirim: notification
- bilgilendirme yükümlülüğü: obligation to inform
- bilimsel içtihat: jurisprudence
- bilirkişi: expert
- bilirkişi tanık: expert-witness
- bilirkişinin dinlenmesi: hearing of expert
- bireysel başvuru: individual application
- bireysel göç: individual migration
- birincil kaynak: primary source
- birlik: league
- bitişik bölge: contigious zone
- boğaz: strait
- borcun nakli: assumption of obligation
- borç: obligation
- borçlar hukuku: law of obligations
- borçlar kanunu: code of obligations
- borçlarını ödeyememe durumu: insolvency
- borçlu: debtor
- boşaltma limanı: port of delivery
- bozma kararı: decision of reversal
- bölgesel uluslararası hukuk: regional international law
- bölüm: chapter
- bölüm: division
- bölüm: section
- buyrultu: exequatur
- bütünleyici parça: fixture
- Büyük Daire: Grand Chamber
- Büyük Daire lehine yargı yetkisinden feragat: relinquishment in favour of the Grand Chamber
- Büyük Daire'ye gönderme: referral to the Grand Chamber
C
- cebir: coercion
- cevap dilekçesi: reply petition
- ceza: penalty
- ceza davası: criminal proceedings
- ceza hukuku: criminal law
- ceza hükmü: sentence
- ceza hükmünün infazı: execution of sentence
- ceza indirimi: remission
- ceza kanunu: criminal code
- ceza koşulu: penalty clause
- ceza yargılamaları: criminal proceedings
- cezai konularda karşılıklı adli yardımlaşma: mutual assistance in criminal matters
- cezai yaptırım: criminal sanction
- cezai yargılama usulü: criminal procedure
- cezalandırma: imposition of penalty
- cezaların birleştirilmesi: consolidation of penalties
- cezanın belirlenmesi: sentencing
- cezanın çevrilmesi: to convert a sentence
- cezanın ertelenmesi: suspension of the penalty
- cezanın hafifletilmesi: to commute a sentence
- cezanın infazının ertelenmesi: suspension of execution of a penalty
- cezasız bırakma: impunity
- cismani zarar: bodily harm
- cürüm: felony
- çağrı kağıdı: subpoena
- çağrı kağıdı: summons
- çalışan: employee
- çalışma izni: work permit
- çekimser oy: abstention
- çekince: reservation
- çekince koymak: to make a reservation
- çekince mektubu: letter of reservation
- çekince yasağı: impermissible reservation
- çekişmeli yargılama: adversarial proceedings
- çekişmeli yargılama usulü: adversarial procedure
- çıkar çatışması: conflict of interest
- çıkış limanı: port of departure
- çifte vatandaşlık: dual citizenship
- çifte vergilendirme: double taxation
- çocuğun iadesi: return of child
- çocuk hakları: rights of the child
- çocuk istismarı: child abuse
- çocuk işçiliği: child labour
- çocuk kaçırma: child abduction
- çocuk mahkemesi: juvenile court
- çocuk suçluluğu: juvenile delinquency
- çocuk yargıcı: juvenile judge
- çoğunluk: majority
- çok taraflı antlaşma: multilateral treaty
- çok uluslu şirket: multinational corporation
- çok uyrukluluk: multiple nationality
D
- daimi ikamet: permanent domicile
- daire: chamber
- danışma görüşü verme yetkisi: advisory jurisdiction
- Danıştay: Council of State
- Danıştay Başsavcısı: Advocate General of the Council of State
- dava: action
- dava açmak: to commence an action
- dava ehliyeti: capacity to sue
- dava hakkı: right to action
- davacı: claimant
- davadan feragat: waiver of claim
- davaların birleştirilmesi: consolidation of cases
- davalı: defendant
- davanın düşmesi: abatement of action
- davanın esası: merits of the case
- davanın genişletilmesi: expansion of claims
- davanın ıslahı: rectification
- davanın kabulü: acceptance of an action
- davanın nakli: transfer of an action
- davanın reddi: dismissal of an action
- davanın sevk edilmesi: request for referral of the judgment
- davaya katılma: intervention
- davaya taraf olma ehliyeti: standing to sue
- def'i: exceptio
- değişiklik önergesi: motion for amendment
- delil: evidence
- delil niteliğinde: evidentiary
- denetim süresi: supervision
- denetimli serbestlik: probation
- deniz yetki alanı: maritime zone
- deniz haydutluğu: piracy
- deniz ticaret hukuku: maritime law
- denizlerin serbestisi: freedom of the seas
- denizlerin serbestliği ilkesi: principle of the freedom of the seas
- depoziter (devlet): depositary (State)
- dernek: association
- dernek kurma özgürlüğü: freedom of association
- derogasyon: derogation
- devlet görevlisi: State official
- devlet halefiyeti: State succession
- devlet malı: State property
- devlet memuru: civil servant
- devlet sırrı: State secret
- devlet temsilcisi: State agent
- devlet uygulaması: State practice
- devlete karşı suç: crime against the State
- devletin mirasçılığı: State inheritance
- devletin tanınması: recognition of a State
- devletler genel hukuku: public international law
- devletler özel hukuku: private international law
- devletleştirme: nationalization
- devralan: transferee
- devralmak: to take over
- devreden: transferor
- dış uzayın barışçıl kullanımı: peaceful use of outer space
- dilekçe hakkı: right to petition
- din ve vicdan özgürlüğü: freedom of religion and conscience
- direnme kararı: decision of persistence
- doğum belgesi: birth certificate
- dokunulmazlık: immunity
- dokunulmazlık: inviolability
- dokunulmazlıktan vazgeçme: waiver of immunity
- dolaşım serbestisi: freedom of movement
- dolaylı sorumluluk: indirect responsibility
- dolaylı yatırım: indirect investment
- dostane çözüm: friendly settlement
- dostane girişim: good offices
- duruşma: hearing
- duruşma hâkimi: trial judge
- duruşma tutanağı: minutes of the hearing
- düzenleyici ve denetleyici kurumlar: regulatory and supervisory authorities
- düzensiz göçmen: irregular migrant
E
- edinim: acquisition
- ehliyet: qualification
- ehliyet: capacity
- eklenti: accessory
- elbirliği mülkiyeti: joint ownership
- elektronik imza: electronic signature
- elkoyma: seizure
- emirname: ordinance
- emlak vergisi: property tax
- emsal karar: precedent
- erginlik: majority
- erken emeklilik: early retirement
- erken tanıma: premature recognition
- ertelenmiş teslim: postponed surrender
- esaslı hata: fundamental error
- esaslı ihlal: material breach
- eski hale getirme: restitution in kind
- eşya: property
- etkili kontrol: effective control
- etkililik ilkesi: principle of effectiveness
- ev sahibi ülke: host country
- evlat edinme: adoption
- evlenme: marriage
F
- fail: perpetrator
- faile göre kişisellik ilkesi: active personality principle
- fasıl: chapter
- feragat: waiver
- feri haklar: accessory rights
- feshetme: renunciation
- fesih: renouncement
- fesih: withdrawal
- fesih ihbarı: denouncement
- fezleke: summary of proceedings
- fıkra: paragraph
- fiil: action
- fiil ehliyeti: capacity to act
- fiili hizmet süresi: actual service period
- fiili hükümet: de factogovernment
- fiili tanıma: de factorecognition
- fikri haklar: intellectual property rights
- firar: desertion
- firari: fugitive
- gayri maddi mal: incorporeal property
G
- gecikme faizi: interest of default
- geçersizlik: invalidity
- geçici karar: interim decision
- geçici madde: provisional article
- geçici olarak yürürlüğe girme: provisional entry into force
- geçici sadakat: temporary allegiance
- geçici tutuklama talebi: request for provisional arrest
- geçmişe yürürlük: retroactivity
- gelir beyannamesi: statement of income
- gelir vergisi: income tax
- gemi sicili: register of ship
- genel ahlak: public morality
- genel görüşme: general debate
- Genel Mahkeme: General Court
- genel oy hakkı: universal suffrage
- genel sağlık: public health
- genel senet: general act
- genelge: circular
- gensoru önergesi: motion of censure
- gerçek bağ: genuine link
- gerçek kişi: natural person
- gerekçe: reasoning
- gerekçelendirme: justification
- gerekçeli hüküm: reasoned judgement
- gerekli dikkat: due care
- gerekli özen: due diligence
- gerekli şekle uygun: in due form
- geri alma: revocation
- geri göndermeme ilkesi: non-refoulement principle
- geri kabul anlaşması: readmission agreement
- geriye yürümezlik: non-retroactivity
- giriş: introduction
- gizli duruşma: closed hearing
- gizli hasar: latent damage
- gizlilik: confidentiality
- göç: migration
- göçmen: emigrant
- göçmen: immigrant
- göçmen belgesi: immigrant certificate
- göçmen işçi: migrant worker
- göçmen kaçakçılığı: smuggling of migrants
- göklerin serbestliği: open skies
- gönderen devlet: sending State
- görevlendirme: assignment
- görevli mahkeme: competent court
- görülmekte olan dava: pending case
- görüşme: deliberation
- götürü: lump-sum
- gözaltı: custody
- gözetim: monitoring
- güvenoyu: vote of confidence
H
- haberleşme özgürlüğü: freedom of communication
- haciz: seizure
- hafifletici sebep: matter of mitigation
- hafifletici sebep: matter of extenuation
- hak: right
- hak dağıtmaktan kaçınma: denial of justice
- hak düşürücü süre: period of prescription
- hak ederek tahliye: release ipso jure (iure )
- hak ehliyeti: capacity to have rights and obligations
- hak kaybı: forfeiture
- hak sahipliği: entitlement
- hakaret: defamation
- hakem: arbitrator
- hakem kararı: arbitral award
- hakemlik sözleşmesi: arbitration agreement
- hakkaniyet: equity
- hakkaniyet ilkeleri: equitable principles
- hakkaniyete uygun tazminat: equitable compensation
- hakkın kötüye kullanılması: abuse of right
- hakların karşılıklılığı: reciprocity of rights
- haksız fiil: tort
- haksız rekabet: unfair competition
- halefiyet: succession
- halefiyet: subrogation
- halel getirmeksizin: without prejudice to
- hapis: confinement
- hapis cezası: imprisonment
- hapis cezasını para cezasına çevirmek: to convert the prison sentence to a fine
- harç: fee
- hava hukuku: air law
- hava sahası: air space
- havacılık hukuku: aviation law
- hazırlık soruşturması: preliminary investigation
- heyet: panel
- hısımlık: kinship
- hizmet kusuru: service fault
- hizmet sürelerinin birleştirilmesi: aggregation of services
- hizmetlerin serbest dolaşımı: free movement of services
- hukuk davası: lawsuit
- hukuk mahkemesi: civil court
- hukuka aykırı fiil: wrongful act
- hukuka aykırılık: unlawfulness
- hukuki hata: error
- hukuki işlem: legal transaction
- hukuki konularda karşılıklı adli yardımlaşma: mutual assistance in civil matters
- hukuki mütalaa: legal opinion
- hukuki sonuç doğurmak: to bear legal consequences
- hukuki sorumluluk: civil liability
- hukuki süreçten bağışıklık: immunity from legal process
- hukuki tanıma: de jurerecognition
- hukuki tasarruf: legal act
- hukukun genel ilkeleri: general principles of law
- hukukun süjesi: subject of law
- hukukun üstünlüğü: rule of law
- husumet: hostility
- hükmün açıklanmasının geriye bırakılması: suspension of the pronouncement of the judgement
- hükmün tefhim edilmesi: delivery of the judgment
- hüküm: provision
- hüküm: judgement
- hüküm devleti: sentencing State
- hüküm fıkraları: operative provisions
- hüküm ifade etmek: to take effect
- hüküm verme: adjudication
- hükümet tasarrufu: act of government
- hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etme: attempt to overthrow the Government
- hükümlü: sentenced person
- hükümlülerin nakli: transfer of the sentenced persons
- hükümsüz: null and void
- hükümsüzlük: nullity
- hürriyeti bağlayıcı ceza: imprisonment
- hürriyeti bağlayıcı ceza: custodial sentence
- hürriyeti kısıtlama: restriction of freedom
- hürriyetten yoksun kılma: deprivation of liberty
I
- ıslak imza: wet-ink signature
İ
- icazet: ratification
- icra: enforcement
- icra memuru: enforcement officer
- iç hukuk: domestic law
- iç hukuk yollarının tüketilmesi: exhaustion of domestic remedies
- iç liman: inland port
- içsular: internal waters
- içtihat: precedent
- içtihat hukuku: case law
- idam cezası: capital punishment
- İdare Hukuku: Administrative Law
- idari işlem: administrative act
- idari soruşturma: administrative investigation
- idari yargı: administrative justice
- idari yargı yetkisi: administrative jurisdiction
- iddianame: indictment
- iddianame hazırlamak/sunmak: to file an indictment
- iddianamenin kabulü: admission of indictment
- ifade: statement
- ifade almak: to take statement
- ifade özgürlüğü: freedom of expression
- ifade vermek: to give statement
- ifşa: disclosure
- ihale: tender
- ihale çağrısı: call for tender
- ihalenin feshi: annulment of tender
- ihbar: notification
- ihlal: violation
- ihlal edilmezlik: inviolability
- ihmal: negligence
- ihmal: omission
- ihracat vergisi: export duty
- ihtar: warning
- ihtilaflı …: disputed…
- ihtilaflı konu: matter in dispute
- ihtilaflı yargı yetkisi: contentious jurisdiction
- ihtilas: embezzlement
- İhtisas Mahkemeleri: Specialized Courts
- ihtiyari beyan: optional declaration
- ihtiyari tahkim şartı: voluntary submission
- ihtiyari yargı yetkisi: optional jurisdiction
- ihtiyati tedbir: interim injunction
- ikamet etmek: to reside
- ikametgah: domicile
- iki dereceli yargı: two-level jurisdiction
- ikili antlaşma: bilateral treaty
- ikili anlaşma: bilateral agreement
- ikincil kaynak: subsidiary source
- ikrar: confession
- ikrar: admission
- il: province
- ilâm: certified copy of the judgement
- ilam harcı: judgment fee
- ilan: announcement
- ilçe: district
- iletişimin dinlenmesi: interception of communications
- ilga: abolition
- ilk itiraz: preliminary objection
- iltica: asylum
- imar planı: zoning
- imtiyaz: privilege
- imtiyaz sözleşmesi: concession agreement
- imza örneği: sample signature
- imza yetkisi: authority to sign
- imzacı devlet: signatory State
- infaz: execution
- infaz devleti: administering State
- infaz hâkimi: judge of execution
- infaz koruma memuru: warden
- infaz yetkisi: jurisdiction to execute
- infisah: dissolution
- insan hakları: human rights
- İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi: Universal Declaration of Human Rights
- insan kaçakçısı: human trafficker
- insan ticareti: human trafficking
- insancıl hukuk: humanitarian law
- insanlığa karşı suç: crime against humanity
- insanlık dışı muamele: inhumane treatment
- intifa hakkı: usufruct
- ipotek: hypothec
- iptal: annulment
- iptal: rescission
- iptal davası: suit of rescission
- iptal davası: action for annullment
- irade: intention
- irade açıklaması: declaration of intention
- irtifak hakkı: right of easement
- irtikap: extortion
- ispat yükü: burden of proof
- isteğe bağlı hakemlik: voluntary arbitration
- istifa: resignation
- istihdam: employment
- istinabe: rogatory
- istinabe talepnamesi: letters rogatory
- istinaf başvurusu: request of appeal
- istinaf mahkemesi: appeal court
- istirdat: restitution
- istisna: exemption
- istişari görüş: advisory opinion
- isyan: rebellion
- isyancı: insurgent
- isyancı statüsünün tanınması: recognition of insurgency
- iş güvencesi: employment security
- iş hukuku: labour law
- iş kazası: occupational accident
- iş kurma hakkı: right of establishment
- iş sözleşmesi: labour contract
- işçi: worker
- işçi sendikası: trade union
- işçilerin serbest dolaşımı: free movement of workers
- işkence yasağı: prohibition of torture
- işveren: employer
- ithal vergisi: import duty
- itiraz: objection
- iyiniyet: good faith
J
- jüri kararı: verdict
- jüri raporu: presentment
K
- kabahat: misdemeanour
- kabul: acceptance
- kabul eden devlet: receiving State
- kabul edilebilirlik: admissibility
- kaçak eşya: smuggled goods
- kaçakçılık: smuggling
- kaçma ve delilleri karartma tehlikesi: the risk of absconding and tampering with evidence
- kadastro: cadastre
- kambiyo: foreign exchange
- kamu davası: criminal case
- kamu denetçisi: ombudsman
- kamu düzeni: public order
- kamu görevlisi: public official
- kamu güvenliği: public security
- kamu hizmeti: public service
- kamu hukuku: public law
- kamu ihalesi: public tender
- kamu kurumu: public institution
- kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu: public professional organisation
- kamu yararı: public interest
- kamu yararına dernek: public benefit association
- kamulaştırma: expropriation
- kan esası: jus sanguinis
- kan hısımlığı: kinship by blood
- kanun: code
- kanun hükmünde kararname: decree law
- kanun tasarısı: government proposal
- kanun taslağı: draft law
- kanun teklifi: private member's bill
- kanun/yasa: law
- kanuna aykırılık: illegality
- kanunkoyucu: legislator
- kanunlar ihtilafı: conflict of laws
- kapalı ceza infaz kurumu: closed penitentiary institution
- kapalı müzakere: deliberation in private
- kapalı zarf usulü teklif: sealed tender
- kara para: black money
- karar: resolution
- karar düzeltme: rectification
- karar incelemesi: review of judgment
- karar verme yetkisi: jurisdiction to adjudicate
- karar yeter sayısı: quorum of decision
- karara itiraz etmek: to make objection against a court decision
- kararı bozmak: to reverse the decision
- kararı onamak: to uphold the decision
- kararın bozulması: reversal of decision
- kararın icrası: enforcement of decision
- kararname: decree
- kararname çıkarmak: to issue a decree
- karasuları: territorial waters
- karine: presumption
- karşı dava: counter-action
- karşı oy görüşü: dissenting opinion
- karşılıklı dayanışma şartı: mutual solidarity clause
- karşılıklı yardımlaşma: mutual assistance
- karşılıklılık ilkesi: principle of reciprocity
- kasıt: intention
- kasten adam öldürme: murder
- kat mülkiyeti: flat ownership
- katılan: intervener
- katılım belgesi: instrument of accession
- kayın hısımlığı: kinship by marriage
- kayıttan düşürme: to strike out of the list (of the court)
- kaymakam: district governor
- kayyım: curator
- kazandırıcı zamanaşımı: prescription
- kazanılmış hak: acquired right
- kefalet: suretyship
- kefaletle serbest bırakılma: release on bail
- kefil: surety
- kenar başlık: title line
- kendi kendini yönetemeyen ülke: non-self-governing territory
- kesim: section
- kesin hüküm: definitive judgement
- kesin hükümsüz: null and void
- kesin hükümsüzlük: nullity
- keşif bedeli: estimated cost
- keyfi muamele: arbitrary treatment
- kısım: part
- kısıtlayıcı tedbir: restrictive measure
- kısmi karar: partial decision
- kıyı hakları: coastal rights
- kıyıdaş: riparian State
- kıyıdaş: littoral State
- kimlik belgesi: identity document
- kimlik kartı: identity card
- kişi halleri: civil status
- kollektif şirket: general partnership
- kolluk kuvvetleri: law enforcement (forces)
- komandit şirket: limited partnership
- konsolosluk koruması: consular protection
- konut dokunulmazlığı: inviolability of domicile
- konut finansman sistemi: mortgage
- kooperatif: cooperative
- korkutma: duress
- korsanlık: privateering
- koşul: condition
- kovuşturma: prosecution
- kovuşturmaya yer olmadığına dair karar: decision of non-prosecution
- körfez: bay
- kötü muamele: maltreatment
- kötü niyet: bad faith
- kötüye kullanma: abuse
- kurumlar vergisi: corporation tax
- kusur: fault
- kuvvetler ayrılığı: separation of powers
- küçük: minor
- külliyat: corpus
- kültürel miras: cultural heritage
L
- lağvetme abrogation
- laiklik secularism
- liman Devleti port State
- limited şirket limited liability company
M
- madde article
- maddi hukuk substantive law
- maddi tazminat material compensation, pecuniary damages
- mağdur victim
- mağdura göre kişisellik ilkesi passive personality principle
- mahalli bilirkişi local expert-witness
- mahkeme başkanı presiding judge
- mahkeme huzuruna çıkmak to appear before the Court
- mahkeme içtüzüğü rules of court
- mahkeme kararı court decision
- mahkeme yazı işleri müdürlüğü registry of the court
- mahkemede hazır bulunma appearance before the court
- mahkum convict
- mahkumiyet conviction
- mal beyannamesi statement of assets and liabilities
- mala yönelik zarar property damage
- mali suçlar fiscal offences
- manevi tazminat immaterial compensation, non-pecuniary damages
- masrafların iadesi reimbursement
- masumiyet karinesi presumption of innocence
- meclis araştırması parliamentary inquiry
- meclis soruşturması parliamentary investigation
- Meclisin feshi dissolution of the Parliament
- medeni ve siyasi haklar civil and political rights
- menkul rehni pledge
- menşe Devlet State of origin
- menşe şehadetnamesi certificate of origin
- menşe ülke country of origin
- mesken residence
- meslek hastalığı occupational disease
- meşru legitimate
- meşru hükümet legitimate government
- meşru müdafaa self-defence
- meşruiyet legitimacy
- mevcudun korunması kuralı stand-still clause
- mevzuat legislation
- milletler hukuku law of nations
- milli muamele national treatment
- miras succession
- mirasçı successor
- misak covenant
- muaf olma exemption from
- muhalefet opposition
- muharip belligerent
- muhasım hostile
- muhtar headman
- mutabakat zaptı memorandum of understanding
- mutabık görüş concurring opinion
- mutat ikamet ülkesi habitual country of residence
- mutat mesken habitual residence
- muvafakat assent
- mücbir sebep force majeure
- mükerrer repeating
- mülkilik ilkesi principle of territoriality
- mülkiyet ownership
- mülkiyet hakkı property right
- mülkiyet hakkının devri transfer of ownership
- mülteci refugee
- münhasır ekonomik bölge exclusive economic zone
- münhasır yetki exclusive competence
- münhasıran exclusively
- müsadere confiscation
- müsnet suç imputed offence
- mütalaa opinion
- mütareke armistice
- mütekabiliyet ilkesi principle of reciprocity
- müzakere negotiation
N
- negatif haklar negative rights
- nihai karar final judgment
- nihai senet final act
- nitelikli çoğunluk qualified majority
O-Ö
- olağanüstü hal state of emergency
- olağanüstü toplantı extraordinary meeting
- onay approval
- onay belgeleri instruments of ratification
- onay tarihi date of ratification
- organize suç organized crime
- ortak girişim joint venture
- ortak yönetim condominium
- oturma hakkı right of habitation
- oturma izni residence permit
- oturum session
- oy hakkı right to vote
- oybirliği unanimity
- oybirliğiyle karar unanimous decision
- oydaşma consensus
- ölçülülük ilkesi principle of proportionality
- ölüm cezası death penalty
- ölüme bağlı tasarruf disposition mortis causa
- ömür boyu hapis life imprisonment
- önerge motion
- örf ve adet hukuku customary law
- örgütlü suçla mücadele fight against organised crime
- örtülü iade rendition
- özel hayata saygı gösterilmesi hakkı right to respect to privacy
- özel hayata ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkı right to respect for private and family life
- özel hayatın gizliliği right to privacy
- özel hukuk private law
- özel hukuk kişisi private person/entity
- özelleştirme privatization
- özerk ülke self-governing territory
P
- pakt pact
- para basma emission
- para cezası fine
- paraya çevrilebilir varlıklar liquidable assets
- pasaport birliği passport union
- paylaşılan yetki shared competence
- paylı mülkiyet common ownership
- protektora protectorate
R
- refakatsiz küçükler unaccompanied minors
- rehin alma hostage-taking
- rehin verme pawn
- rehine hostage
- re'sen ex officio
- resim duty
- resmi borç senedi official deed
- resmi gazete official gazette
- rıza consent
- ruhsatın geri alınması revocation of license
- rücu recourse
- rüşvet bribery
S
- sadakat loyalty
- sahte evrak forged documents
- sahte para counterfeit money
- sahtecilik forgery
- salt çoğunluk absolute majority
- sanık accused
- savaş hukuku law of war
- savaş suçları war crimes
- savaş suçları mahkemesi war crimes tribunal
- savaş tutsağı prisoner of war
- savcı prosecutor
- seçim election
- seçim çevresi constituency
- seçim sistemi electoral system
- seçimlik yetki right of option
- serbest bölge free zone
- serbest dolaşım free movement
- sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket limited partnership in which the capital is divided into shares
- sessiz kalma acquiescence
- seyahat belgeleri travel documents
- seyrüsefer serbestisi freedom of navigation
- sığınma hakkı right to asylum
- sığınmacı asylum seeker
- sıhri hısımlık lineage by marriage
- sıkıyönetim martial law
- sınai haklar industrial property rights
- sınır frontier
- sınır aşan yargı yetkisi long arm statute
- sınırdışı emri expulsion order
- sicil registry
- sicil memuru registrar
- silahlı çatışma armed conflict
- silahlı çatışmalar hukuku law of armed conflicts
- sivil toplum örgütü non-governmental organization
- siyasi haklar political rights
- siyasi mülteci political refugee
- siyasi sığınma political asylum
- siyasi suç political offence
- somut delil concrete evidence
- somut olmayan kültürel miras intangible cultural heritage
- sona erme termination
- sorgu yargıcı investigating judge
- sorgulama interrogation
- soruşturma investigation
- soruşturmanın gizliliği confidentiality of the investigation
- soykırım genocide
- sömürge colony
- sözleşme convention, contract
- sözleşme görüşmesi negotiation of contract
- sözleşme hükmü term of the contract
- sözleşmeye katılma accession to a convention
- sözleşmeye taraf olma to become party to a convention, to become party to a contract
- sözlü duruşma oral hearing
- suç crime
- suç duyurusu denounciation
- suç duyurusunda bulunmak to denounce a crime
- suç ortağı accomplice
- suça iştirak complicity
- suça teşebbüs attempt to commit a crime
- suçluların iadesi extradition
- suçlunun ıslahı rehabilitation (of convict)
- suçun maddi unsurları objective elements of the offence
- suçun manevi unsurları subjective elements of the offence
- suçun niteliği nature of the offence
- suçüstü in flagrante delicto
Ş
- şahsi ilişki kurma hakkı right to establish personal relation
- şart condition
- şartların esaslı değişimi fundamental change of circumstances
- şartlı tahliye conditional release
- şartlı teslim conditional surrender
- şikayetçi complainant
- şirketlerin uyrukluğu nationality of companies
- şüpheli suspect
T
- taammüden adam öldürme premeditated murder
- taammüt premediation
- tabiyet nationality
- tabiyet kaybı loss of nationality
- tadil amendment
- tahkikat inquiry
- Tahkim Kurulu Arbitration Board
- tahkim mahkemesi arbitral tribunal
- hakemlik mahkemesi arbitral tribunal
- tahkimname arbitration agreement, compromise
- tahliye release, eviction
- takdir marjı margin of appreciation
- takdir yetkisi discretion
- takımada archipelago
- takipsizlik kararı decision of non-prosecution
- taklit counterfeit
- taksir negligence
- taksirle adam öldürme manslaughter
- taksirle yaralama reckless injury
- talep request
- tam yargı davası full remedy action
- tam yetki full powers
- tam yetkili temsilci plenipotentiary
- tanığın dinlenmesi hearing of witness
- tanık witness
- tanıma recognition
- tanıma ve tenfiz recognition and enforcement
- tapu sicili land registry
- tarafsız ülke vatandaşı neutral State citizen
- tasfiye liquidation
- tasfiye memuru liquidator
- tavsiye kararı recommendation
- tazminat compensation
- teamül custom
- tebellüğ belgesi certificate of service
- tebligat notification
- tebliğ communiqué
- tebliğ etmek to serve on somebody
- tedarik procurement
- tedbir kararı injunction
- tefhim pronouncement of a judgment
- tehcir relocation
- tek senet single act
- tek taraflı irade açıklaması unilateral declaration of intention
- tek taraflı işlem unilateral act
- teklif mektubu letter of tender
- teklif vermek to bid
- teknik takip technical surveillance
- tekzip retraction
- telafi reparation
- telefonun dinlenmesi tapping
- telif hakkı copyright
- temel hak ve özgürlükler fundamental rights and freedoms
- temel insan hakları fundamental human rights
- temerrüt default
- teminat akçesi security
- teminat mektubu letter of guarantee
- temsil agency
- temsilci agent, representative
- temyiz başvurusu request of appeal
- tenfiz kararı decision of enforcement
- tereke estate
- terk edilmiş mallar deserted property
- terkin cancellation
- tescil registration
- tevdi etmek to deposit
- tevsik authentication
- ticari konularda karşılıklı adli yardımlaşma mutual assistance in commercial matters
- toplantı yeter sayısı quorum of meeting
- toprak esası principle of territory
- tutanak minutes
- tutsat mortgage
- tutukevi detention house
- tutuklama arrest
- tutuklama emri arrest order
- tutuklama müzekkeresi arrest warrant
- tutuklu detainee
- tutuklu yargılanma pre-trial detention
- tutukluluk detention
- tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılma release pending trial
- tüzel kişi corporate entity, legal person
- tüzel kişilerin uyrukluğu nationality of legal persons
- tüzel kişilik legal personality
- tüzük regulation
- tüzük by-law
U
- uçak kaçırma hijacking
- uçuşa yasak bölge no-fly zone
- uğrama limanı port of call
- ulus Devlet nation State
- ulusal egemenlik national sovereignty
- ulusal hukuk, yerel hukuk municipal law
- ulusal toprak national territory
- Uluslararası Adalet Divanı International Court of Justice
- uluslararası boğaz international strait
- uluslararası ceza hukuku international criminal law
- Uluslararası Ceza Mahkemesi International Criminal Court
- uluslararası deniz hukuku law of the sea
- uluslararası göç international migration
- uluslararası göç hukuku international migration law
- uluslararası hukuk international law
- uluslararası hukuk kişiliği international legal personality
- uluslararası iş hukuku international labour law
- uluslararası kamu hukuku public international law
- uluslararası koruma international protection
- uluslararası örgüt international organization
- uluslararası özel hukuk private international law
- uluslararası sorumluluk international responsibility
- uluslararası suç international crime
- uluslararası sular international waters
- uluslararası ticaret hukuku international trade law
- uluslararası yargı yetkisi international jurisdiction
- uluslararası yükümlülük international obligation
- uluslarüstü supranational
- uluslarüstülük supranationality
- usul hukuku procedural law
- usul ve esaslar rules and procedures
- usulüne uygun duly
- uygulanabilir hukuk applicable law
- uyuşmazlık dispute
- uyuşmazlıkların barışçıl çözümü peaceful settlement of disputes
- uzay hukuku space law
- uzlaşı compromis
- uzlaşma reconciliation
Ü
- üçüncü şahıs third person
- üçüncü ülke vatandaşı third country citizen
- ülke country
- ülkeden kaçma flee from country
- ülkedışılık extra-territoriality
- ülkesel bütünlük territorial integrity
- ülkesel egemenlik territorial sovereignty
- ülkesel uygulama territorial application
- ülkesel yargı yetkisi territorial jurisdiction
- ülkesel yetki domestic jurisdiction
- ülkesellik territoriality
- ülkesellik ilkesi principle of territoriality
- ülkeye dönüş hakkı right to repatriation
- ülkeye giriş yasağı prohibition of entry to a country
- üniter devlet unitary State
- üstsoy-altsoy hısımlığı lineal kinship
V
- vakıf foundation
- vakıf senedi deed
- vali governor
- varış limanı port of destination
- vasi guardian
- vasiyet will
- vatandaş citizen
- vatandaşlığa alınma naturalisation
- vatandaşlığı kaybettirme expatriation
- vatandaşlığın kaybedilmesi loss of nationality
- vatandaşlığın kazanılması acquisition of nationality
- vatandaşlık citizenship
- vatandaşlıktan çıkma renouncement of nationality
- vatansız kişi stateless person
- vekalet sözleşmesi agency contract
- vekaletname power of attorney
- vekil acting …
- velayet custody
- velayet hakkı parental right
- veraset vergisi succession tax
- vergi iadesi tax refund
- vergi indirimi tax reduction
- vergi kaçakçılığı tax evasion
- vergi koymak to levy (a tax)
- vergi matrahı tax base
- vergi muafiyeti tax exemption
- vergi tahsildarı tax collector
- vergi tahsili tax collection
- vergi tarhı tax assessment
- vergilendirme taxation
- vesayet guardianship, trusteeship
- vicdan hürriyeti freedom of conscience
- vicdani ret conscientious objection
- vicdani retçi conscientious objector
Y
- yabancı alien
- yabancı uyruklu foreign national
- yakalama apprehension
- yakınsama convergence
- yaklaştırma approximation
- yalan beyan perjury
- yanılma mistake
- yansoy hısımlığı collateral kinship
- yararlanıcı beneficiary
- yardım ve yataklık etmek to aid and abet
- yargı bağımsızlığı judicial independence
- yargı bağışıklığı immunity from jurisdiction
- yargı denetimi judicial review
- yargı teşkilatı judiciary
- yargı yetkisi jurisdiction
- yargıcın reddi recusation
- yargıç bağışıklığı judicial immunity
- yargıç önüne çıkarılmak to be brought before a judge
- yargılama trial
- yargılamanın yenilenmesi retrial
- yargının tarafsızlığı judicial impartiality
- yargısal işlemler proceedings
- Yargıtay Court of Cassation
- yarı açık cezaevi semi-custodial prison
- yarışan talepler competing requests
- yasa çıkarmak to enact
- yasa yayımlamak to promulgate
- yasadışı giriş illegal entry
- yasadışı göç illegal migration
- yasadışı göçmen illegal migrant
- yasal boşluk legal gap
- yasaların yayımlanması promulgation of laws
- yazılı bildirim written notice
- yeminli tanık ifadesi testimony
- yerel örf ve adet local custom
- yerindelik expediency
- yerleşik resident
- yerleşik içtihat established case-law
- yetki aşımı excess of power
- yetki belgesi instrument of authorisation
- yetki uyuşmazlığı jurisdictional dispute
- yetkili adli makam competent judicial authority
- yetkili mahkeme competent court
- yetkili makam competent authority
- yetkili temsilci authorised representative
- yetkisizlik lack of jurisdiction
- yokluğunda in one's absence
Z
- yolsuzluk corruption
- yorum beyanı interpretative declaration
- yönetmelik by-law
- yürürlüğe girme entry into force
- yürürlükteki hukuk law in force
- zamanaşımı statute of limitations
- zarar gören devlet injured State
- zımni implied
- zımni tanıma implied recognition
- zilyetlik possession
- zilyetlikten yoksun bırakma dispossession
- zimmet embezzlement
- zina adultery
- zincirleme suç successive offence
- zorla çalıştırma forced labour
- zorlama coercion
- zorunlu beyan mandatory declaration
- zorunlu göç forced migration
- zorunlu tahkim şartı compulsory submission
- zorunlu toplumsal gereksinim pressing social need
- zorunlu yargı yetkisi compulsory jurisdiction
- zulüm persecution
Comments
Post a Comment