İngilizce Hukuk Terimleri Sözlüğü

İngilizce - Türkçe Hukuk Terimleri Sözlüğü

AB Terimleri Sözlüğü

Avrupa Birliğince hazırlanan Terimler Sözlüğü: Glossary of Summaries (İngilizce) Başkanlığımızca hazırlanan Terimler Sözlüğü

Hukuk İngilizcesi Video Anlatımlar

Çeşitli kaynaklardan derlenmiş kelime ve konu anlatım videoları.

Hukuk İngilizcesi Alıştırmalar

Hukuk İngilizcesi ile ilgili kelime, okuma ve yazma alıştırmları.

Hukuk İngilizcesi Writing

Hukuk İngilizce writing alıştırmları.

İngilizce Terimler (kolay)



LİSTE İNGİLİZCE HUKUK TERİMLERİ (KOLAY)

abandon
feragat etmek
advocate
avukat
agency
devlet dairesi
agreement
anlaşma
appeal
daha yüksek mahkemeye, temyize başvurma
appeal
temyiz
arrest
tutuklamak
articles
madde, kanun maddesi
associations
dernek, birlik
auto maker
otomobil üreticisi
avaible
erişilebilir
avow
açıklamak
bar council
baro
bargain
pazarlık yapmak
bill of landing
taşıma senedi
bona fide
iyi niyet
briefly
kısaca,az ve öz
business relations
iş ilişkisi
capable
ehliyetli;kudretli
case
dava
civil chamber of court of appeal decisions
yargıtay hukuk daire kararlar
civil law
medeni hukuk
code
kanun
commerce
ticaret
conducting
yönetmek,yönetim
consequence
sonuç
conservative
muhafazakar,tutucu
constitutional
anayasa
consume
tüketmek
corparations
anonim şirket;şirket;tüzel kişilik
creditor
alacaklı
criminal procedure
ceza muhakamesi usulü(cmk)
crucial evidence
kesin deliller
custody
nezaret
custom
gelenek
debt
borç
deduction
kesinti
defendant
sanık/davalı
define
tanımlamak
department
dış ticaret bölümü
detention
tutuklama
determination
makheme kararı
discharge
tahliyeetmek
dismiss
işten çıkarmak, kovmak
engagement
nişanlılık
european court of justice
avrupa adalet divanı
european union law
avrupa birliği hukuku
evidence
delil
expanse
masraf
expectation
beklenti
fine
paracezasına çarptırmak
firm solicitors
avukatlık bürosu
foreign trade
yurtdışı ticaret
good will
iyi niyet
gross
brüt
guardian
vasi
high criminial court
ağır ceza mahkemesi
hire
işealmak
human rights
insan hakları
impartial
tarafsız
incident
olay
income
gelir
indeed
hakikaten, gerçekten
influence
etkilemek
inherit
miras almak
inheritage
mirasçı
inovation
yenilik
insolvent
aciz durumda,borç ödeyemecek durumda
inspector
müfettiş
installment
taksit
investigate
incelemek
investigation
soruşturma
investment policy
yatırım politikası
judicial bodies
yargı organları
judicial council
hakimlerkurulu
judicial reform
yargı reformu
judicial system
adli sistem
jurisdiction
yargı alanı
jurisdiction
yargı alanı
justice
adalet
labor law
iş hukukuk
last resort
sonçare
law minister
adalet bakanı
law of obligation
borçlar hukuku
length trials
uzun yargılama
letter of credit
akreditif
liable
sorumlu
long term deal
uzun süreli sözleşme
major
temel
major issue
temel mesele
market power
pazar gücü
milestone
kilometre taşı
mutual
karşılıklı
notice
tebliğ
object
itiraz etmek
obtain
eldeetmek
oppurtunity
fırsat
own
sahipolmak
penalty
ceza
pending
beklemede
permanent
kalıcı
permission
resmi izin
plea
davalının cevap dilekçesi
policy
yönetim prensibi
porty
taraf
privarcy
gizlilik
probable cause
makul sebep
product
ürün
profound impact
derinetki
property
mülkiyet
prosecutors
savcı
protoytpe
esas model
provide
sağlamak
reasonable
geçerli
reduce
azaltmak
reform path
reform politikası
refuse
reddetmek
regional
bölgesel
regional court
bölgesel mahkeme
register
kaydolmak
registered
kaydedilmiş; kayıtlı
reliable
güvenilir
repay
geriödemek
reputation
itibar
review
gözden geçirmek
revise old ones
eski olanı değiştirme
revoke
iptal etmek
saction
cebri tedbir
scheme
plan
secular
laik
serve
tebliğetmek
social security law
sosyal güvenlik hukuku
stability
denge,istikrar
structure
yapı
structure
yapı,inşaat
supreme court of appeal
yargıtay
term
koşul
to resolve
çözmek
traineeship
staj
treatment
tedavi
treaty
anlaşma
trial and appeal period
yargılama ve temyiz süreci
turkish penal code
türk ceza kanunu
victim
kurban
warranty
teminat
withdrawn
iptal edilmiş
woes
felaketler, acılar
worth
değer


Plain Legal Writing

Legal Vocabulary