A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - WYZ
abactor — sürü halinde hayvan (alan kimse)
abalienation — ferağ
abandoned — metrûk
abandonce — mefruğun leh; kendiline mal bırakılan kimse
abandoner — fâriğ, başkasına mal bırakan kimse
abandonment — terk, ferağ
abandonment (marine insurance) — bırakma
abandonment of action — dâvadan feragat (vazgeçme)
abandonment (declaration of - ) — bırakma beyanı
abandum (or abandım) — bırakılmış olan
ab antiquo — tâ eski zamanlardan beri
abatement (criminal proceedings) — sanığın ölümü neticesinde ceza kovuşturmasının düşmesi
abatement of freehold — mirasçının zilyetliğine henüz girmemiş mülkün bir üçüncü kişi tarafından işgali
abatement of legacies — ölüme bağlı tasarrufların tenkisi
abatement of nuisance — sıkıntı veya zarar verici bir şeyi mahkemeye müracaat etmeden fiilen bertaraf etmek
abatement ( f proceedings) — dâvanın inkitaı (durdurulması)
abatement of purchase money — semenin tenkisi; tenzilât
abatement ( no- ) — maktu fiyat; pazarlıksız
abatement (pleas in ) — usule müteallik itirazlar
abator — başkasına miras yolu ile intikal eden mülkü işgal eden kimse
abattoir — salhane, mezbaha
abbey land — manastır vakfı
abbreviate of adjudication — cebri artırma (müzayede) hakkındaki tutanağın hülâsası
abdication — terki saltanat; tahttan çekilme
abduction — adam kaldırma, kız kaçırma
abet — tahrik ve teşvik; suçta iştirak
abetting in commission of an offence — suçta iştirak
abetment — tahrik ve teşvik
abettor — muharrik (lık. Tahrik ve teşvik No. 3)
abeyance — mahlûliyet; münhal veya muallâk olma hali
abeyant — mahlûl, muallâk
ability — ehliyet, yeterlik
ab initio — tâ başlangıçtan beri
“ ab intestato” heir — kanunî mirasçı
abjudicate — ihale etmek
abjuration — dünyevî hayattan çıkararak ruhanî hayata dönmeğe yemin; dinden çıkmak, irtidat
able — ehil
abnegation — inkâr; red; feragat
abnormal Budget reciepts — fevkalâde varidat, olağanüstü gelirler
abnormality — intizamsızlık
abode — mesken (No. 2), ikamet
abolish — lâğvetmek, kaldırmak
abolishment (or abolition) — lağvetme, ortadan kaldırma
abominable crime — gayrı tabii mukarenet gibi pek çirkin suç
abortion (production of- ) — çocuk düşürme
abridgement (of damages etc.) — kısaltma, tenkis
abridgements (of English Law etc.) — hülâsa; muhtasar
abroad — taşrada; memleket dışında; yabancı devlette
abrogate — ortadan kaldırmak, iptal etmek
abrogation — ilga, ortadan kaldırma
abscond — adâlet pençesinden saklanmak
absconder — adalet pençesinden saklanmış kimse
absence — gaiplik
absent — gayıp
absentee — hazır olmayan şahıs
absentee (conscriptor reservist) — bakaya, saklı olan, askerî mükellefiyetinden kaçan
absente reo — sanığın hazır olmadığı halde
absolute assignment — alacağın (hakkın) devrü temliki
absolute contraband — mutlak harb kaçağı (bk. Harb kaçağı No. 1)
absolute discretion — ihtiyar (No.1 b)
absolute estate — vaktinden evvel feshi kahil olmıyan faydalanma hakkı
absolute interest — tanı ve gayrimahdut mülkiyet
absolute liability — kusur olmadan mesuliyet
absolute majority — mutlak ekseriyet (bk. Ekseriyet Ne. 1)
absolute monarchy — mutlak monarşi (bk. Monarşi)
absolute nullity — mutlak butlan
absolute nullity ( ....... for - ) — mutlak butlan sebepler (bk. Evlenmede sakatlar No. 2)
absolute order (or rule)— nihaî karar
absolute presumption — kati karine (bk. Beyyine No. 1a)
absolute title — tapu sicilinde malik sıfatı ile kaydedilen kimsenin hukukî durumu
absolutism — mutlakiyet
absolution — tebriye; beraet kararı
absolvitor (Scottish law) — beraet hükmü
absorption — iltihak tarikiyle birleşme (bk. Birleşme No. I, 2)
abstainer — müstenkif, çekimser
abstention — istinkaf, korkup çekinme, geri durma, sakınma.
abstract — hülâsa, icmal
abstract account — hesap hülâsası, dekont
abstract claim — mücerret alacak
abstract of title — tapu senedi; tasarruf senedi
abuse of distress — haczedilen malların kullanılması
abuse of process (or procedure) — dâva hakkının kötüye kullanılması;
yolsuz dâva
abuse of right (s) — hakkın suiistimali (kötüye kullanılması)
abuttals — arsa hududu
abutter — bitişik arsa sahibi
academy — akademi
accelerate — hız vermek, çabuklaştırmak
acceleration — vaktinden evvel intikal
acceptance (of a bill of exchange) — kabul
acceptance (of an offer) — kabul
acceptance (within the Sale of Goods Act) — teslim alma, tesellüm
acceptance (in default of - ) — alıcının mütemerrit olması hali
acceptance for honour — bittavassut (onur için) kabul, (bk. Tavassut No. 2)
acceptance of service — bir avukatın, tebligat işini üzerine aldığını bildiren beyanı
acceptance supra protest — bittavassut kabul (bk. Tavassut No. 2)
acceptation — bir ibarenin mânası
accepter (or acceptor) — poliçeyi kabul eden, kimse
access — karı kocanın cinsi münasebette bulunabilmesi hali
accessary bk. accessory
accession (conversion of goods) — hukukî tağyir (başkalaştırma, değiştirme)
accession (original acquisition of territory) — iltihak
accession (succeeding to the Throne or the Crown) — tahta oturma, cülûs
accessories — teferruat
accessory — fer’î fail, suç ortağı (bk. Fail No. 2)
accessory (after the fact) — yardak, yatak
accessory (before the fact) — muharrik (kışkırtan)
accessory (present at the commission of the felonie) — ikinci derecede
suç ortağı
accessory claim — feri dâva (bk. Dâva No. 3)
accessory consideration — feri borç (eda, edim )
accessory punishment — feri ceza (bk. ceza No. 1)
accessory rights — feri haklar
accident — umulmayan hal
accident — kaza (N o. II)
accident arising out of and in the course of the employment — iş kazası (bk. Kaza No. II))
accident insurance — kazaya karşı sigorta
accidental — kazara, kazaen
accite — celbetmek
accomodation bill — batır, mücamele, muvazaa senedi (bk. Senet No. 1)
accommodation works — istimlâk hakkını kullanan bir. demir yolları, kumpanyasının tamir veya inşa etmeğe mecbur olduğu köprü, çit, hail, kapı gibi şeyler
accomplice — müşterek fail, suç ortağı (bk. Fail No. 3))
accompliceship — suç ortaklığı
accomplicity — suça iştirak
accord and satisfaction — sulh
accordance — uygunluk
according — uyarınca, iktizasınca
account — hesap
account current — cari hesap
account duty — veraset ve intikal vergisi
account on the footing of wilful default — rehinli alacağın sahibinin elde edebileceği ve fakat etmediği semerelerden dolayı mesuliyeti
account stated — taraflarca tanınan cari hesap
accouut stated (admission of a sum of money) — borç ikrarı
account (abstract) — hesap hulasası, dekont
account (action of) — hesap vermek hususundaki mutalebe hakkı
account (for of whom it may concern) — kimin olacaksa onun hesabına acouut (for own- ) — kendi hesabına
account (on-) — alelhesap, Hesâba karşılık, alacağına sayarak
account (on joint- ) — müştereken
account (only for- ) — takas ve mahsup üzere
account (open- ) — açık hesap
account (payment on- ) — mahsuben tediye
account (settled- ) — tanınmış olan hesap bakiyesi
account (statement of- ) — hesap hulasası
account (to carry to- ) — hesaba geçirmek
accountable receipt — makbuz
accountant (one liable to render account)— hesap vermeğe mecbur olan kimse
accountant (professional inspecter of accounts) — hesap müfettişi
accountant (professional keeper of account) — muhasip
accountant (chartered- ) — hesap uzmanı
accountant to the Crown — hazine hesabına para almış olan her kişi
accounts and inquiries —- mahkemenin sual sormak hakkı
accounts (balance of- ) — hesap kesimi
accounts (falsification of- ) — hesapların tahrifi
accounting period — hesap devresi
accredit — itimatname ile memur etmek
accretion —- büyüme, çoğalma, artma
accrue — artmak, çoğalmak
accumulation — faizlerin resûlmale kalbi (anaparaya eklenmesi) neticesindeki birikme
accumulative sentence — infaz edilmekte olan bir hapis cezasının sonunda infaz edilecek ikinci bir hapis cezası hükmü
accused (the- ) — maznun, sanık
acknowledgement — tanıma, ikrar
acknowledgement of debt (of liability) — borcun tanınması
acquest — müktesep mal
acquiescence —- bir hakkın ihlalini kabul, muvafakat
acquisition — iktisap
acquisitive (positive) prescription — iktisabı müruru zaman (kazandırıcı zaman aşımı)
acquit — beraet etmek; ödemek; ibra etmek
acquittal — beraet; beraet hükmü; ibra
acquittance — tediye, ibra, makbuz
act — fiil
act contra bonos mores — ahlâk ve âdaba aykırı muamele
act in law —- hukuki muamele
act in pais — sulhen yapılan muamele
act of bankruptcy — iflâsın açılmasını istemek hakkını bahşeden bir muamele
act of disposal — tasarruf muamelesi
act of God — mücbir sebep
act of grace — umumi af, genel affedilme hakkındaki kanun (bk. A f No. I )
act of law — hukuki fiil (bk. Fiil No. 5) hukuki hadise
act of management — temşiyet (yürütme, ilerletme) muamelesi, temşiyet tasarrufu
act of Parliament — kanun, Meclis kararı
act of party — hukukî muamele
act of sovereignty — hâkimiyet muamelesi
act of State — hükümetin emri veya tasvibi ile işlenmiş olup da bir yabancıya zarar ika eden ve fakat dâva mevzuunu teşkil edemiyen bir fiil
act offending (against) good morals — ahlâk ve âdaba aykırı muamele
act (judicial- ) — kazaî muamele
act (overt- ) — ihzari (hazırlayıcı) hareket, nakis (eksik) teşebbüs
act (wrongful- ) — haksız fiil
action — iş, fiil
action — hukuk dâvası
action for damages — tazminat dâvası
action in rem — aynî dâva
action (cause of- ) — hukukî sebep
action (limitation of- ) — dâvanın müruru zamanına uğraması hali; dâvanın zaman aşımına tabi oluşu
action (mixed- ) — hem gayrimenkul heııı de tazminat hakkındaki dâva
action (no- will lie) — dâvanın dinlenmemesi
action (personal- ) — alacak dâvası
action (real- ) — gayrimenkul dâvası
action (right of- ) — dâva hakkı
actionable — dâva edilebilir,
actor — davacı
actuary — aktüer
addendum — ilâve, zeyl, ek
additional charge — zam
additional duty — vergiye zam
additional policy — zeyilname
additinal punishment — mütemmim (ek) ceza (bk. Ceza No. 1)
address for service — mahkemenin kaza dairesi içinde tayin edilen ikametgâh
addressee — adına gönderilen
addresser — gönderen
adduce — delil olarak göstermek
ademption (of a legacy) — bir teberruun (bağışlama) (zımnî) iptali
adequate causality — uygun illiyet (bk. İlliyet)
adquate price — değer pahası; ecri misil
adherence to the King’s enemies — hasmane himaye ve yardım
adjective law — usul hukuku, şeklî hukuk
adjourned summons — tebliğ, mahkemeye davet
adjournment — tehir, geçiktirme; talik (No. II)
adjournment sine die — muayyen olmıyan bir zamana talik
adjudment — hüküm
adjudicate — yargıç sıfatiyle hüküm vermek
adjudication — bir mahkemenin hükmü veya kararı
adjudication — eksiltme, münakaşa
adjudicator — hâkim, yargıç
adjuration — yeminli taahhüd
adjustment — tashih, ıslah
adjustmeut (marine insurance) — sigortacı tarafından ödenecek sigorta bedelinin tesbiti
adjustment (average-) — dispeç
administer an oath — yemin ettirmek
administration — idare, faal idare
administration action — bir terekenin resmî tasfiyesi hakkındaki dâva
administration bond — terekeyi resmen tasfiye edenin vereceği kefâIetname
administration of assets — tereke, iflâs masası gibi bir mamelekin tasfiyesi
administration of bankruptcy — iflâs idaresi
administration of justice — kaza işleri, adliye
administration (letters of- ) — vasiyetname veya vasiyeti tenfiz memuru bulunmadığı takdirde mahkeme tarafından bir tasfiye memuruna verilen selâhiyet
administrative actions — tam kaza dâvaları
administrative act — idari muamele
administrative acts — idare kanunları (bk. Kanun No. 3)
administrative authority — idare makamları
administrative control — İdarî murakabe
administrative courts —- idari mahkemeler
administrative custom — idari teamül
administrative disputes — idari ihtilâf
administrative district — İdarî mıntaka (bk. Mıntaka No. 1), kaza (No. III)
administrative easement— idari irtifak
administrative jurisdiction — idari kaza
administrative law — idare hukuku
administrative organisation — idare teşkilâtı
administrative supervision — idari murakabe
administrator (or admiiiistratix) — kayyım, resmen tâyin olunan tasfiye memuru
Admiralty — Bahriye Nezareti
Admiralty action — denizcilik mahkemesince görülecek dâva
Admiralty Court — denizcilik mahkemesi
Admiralty Division — yüksek mahkemenin deniz işlerini gören dairesi
Admiralty (Board of- ) — Bahriye Şûrası
Admiralty (droits of - ) — harp zamanında İngiliz limanlarında müsadere edilen düşman malları
Admiralty (the First Lord of- ) — Bahriye Nazın
Admiralty (the Lord Commissioners of the- ) — Bahriye Şûrası heyeti
admission — ikrar, itiraf
admission (formal- ) — duruşma sırasında yapılan ikrar
admission (informal- ) — mahkeme dışı yapılan ikrar
admit — ikrar (itiraf) etmek
admonition — ihtar cezası, tevbih
adopted child — evlât edinilmiş çocuk
adoption of children — evlâd edinme
adoption of contract — noksan bir mukaveleyi noksansız saymak
adoptive act —■ referanduma tabi kılınacak meclis kararı
adoptive relationship — evlât edinme muamelesinden doğan hısımlık (bk. Hısımlık No. 2 b)
adult — bülûga ermiş kimse
adulteration — tağşiş (saflığını bozma)
adulterer — zani
adulteress — zaniye
adultery — zina (bk. Boşanma sebepleri No. 1)
ad valorem duty — kıymet üzerinden resim (bk. Gümrük' resmi)
advance of money — avans
advance on consignments — emtea karşılığı avans (bk. Avans No. 2)
advance on current securities — menkul kıymetler (senetler) karşılığı avans (bk. Avans No. 2)
advance on loans secured by deposit — avans
advanced money — avans
advancement — terfi, terakki, yükselme, ilerleme
advancement — cihaz; çocukların vesayetle sahip oldukları maldan önceden istifade
advancement (equitable doctrine of- ) — kanunî mümessilin temsil olunan namına yaptığı muamelenin onun menfaatına yapılmış olduğu karinesi
advancement (power of- ) — bir tesisi (vakfı) idare edenin haiz olduğu avans vermek yetkisi
advantage — faide, kâr
adventure — sergüzeşt, rizikolu iş, deniz rizikosuna tabi ticarî muamele
adversary — hasım taraf
adverse balance — bilançoda açık
adverse party — hasım taraf
adverse possession — hukukî sebebe dayanmıyan fiilî zilyetlik
advertisements (offers made by- ) — ilân suretiyle yapılan icablar
advice — talimat, resmî em ir; haber, ihbar
advice note — muvasalat haberi
advice (of the Judicial Committee of the Privy Councel) — hüküm
advice on evidence — duruşma kapandıktan sonra kıdem itibariye genç
yargıçın deliller hakkındaki reyi
advice (letter of- ) — ticaret mektubu
adviser — müşavir (N o. 1)
advisory capacity — istişari rey
advocate — avukat
Advocate (Crown- ) — eski Bahriye Mahkemesinde hanedanın ikinci vekili
Advocate (King’s- ) — eski Bahriye mahkemesinde hanedanın birinci vekili
advocat (Lord - ) — hanedan vekili
Advocates (Faculty of ) — Avukatlar Fakültesi
aerial transportation — hava nakliyatı
aerial war — hava harbi
aerial warfare — hava harbi
aerodrome —- tayyare meydanı, hava limanı
affair — iş, vakıa
affiance — nişanlanma
affidavit — yemin ile teyit edilen beyanname
affiliation order — nesebi sahih olmayan bir çocuğun nafaka ve eğitim masraflarına iştirak etmek üzere babasına mahkeme kurariyle yüklenen borç
affiliation proceedings— babalık dâvası
affinity — nesep
affinity relationship by marriage — kayın hısımlığı (sıhriyet hısımlığı) (bk. Hısımlık No. 2 a)
affirm — teyid etmek, tasdik etmek, yeminsiz olarak teyid etmek
affirmation — yeminli bir beyanın yerine kaim olmak üzere yapılan yeminsiz bir teyid
affirmative — teyid edici
affray — herkese açık yerde vuku bulan ve kralın tebaalarını korkutan bir kavga
affreightment (contract of- ) — navlun mukavelesi, dcııizde mal taşıma sözleşmesi
afloat —- şabih, yüzel halde; denizde, gemide
after - clap — umulmadık vakıa
after - cost — umulmadık masraf
age (full- ) — reşit olan, rüşt yaşı
age (under-) — küçük olan
agency — acentalık
agency — ticarethane vekilliği
agency (representation) without authority — salâlıiyetsiz temsil
agency (contract of- ) — iş görme mukavelesi
agency (power of- ) — temsil salâhiyeti
agenda — ruznaine, gündem
agent — acenta, simsar; vekil, mümessil ; memur
agent (general- ) — ummiyen bir nevi muamele yapmağa selâhiyelli bulunan vekil (meselâ avukat)
agent (mercantile- ) — ticari vekil, acenta
agent (special- ) — yalnız muayyen bir muameleyi yapmağa salâhiyetti bulunan vekil
agent (statutory- ) — kanuni mümessil
agent (universal- ) — her nevi muameleleri yapmağa salâhiyetti bulunan vekil; umumi vekil (temsilci)
agent of necessity (liabilities of the husband for debts which the wife has incurred for necessaries) — karının birliği temsil salâhiyeti
agent with power of procuration — ticari mümessil
aggravating circumstances — cezayı ağırlatıcı sebepler
aggression — tecavüz
aggressor — mütecaviz
aggrieved person — mutazarrır
agio — aciyo
agiotage — saraflık, aciyotaj
agister — otlatma hakkına dayanarak merayı kullanan kiınse
agistment — otlatma hakkı, otlatma ücreti; otlatma sözleşmesi
agnate — baba sülâlesi, baba tarafından akraba
agnomen — soyadı
agrarian crime (or outrage) — arazi taksiminden çıkan suç agree mutabık kalmak; uyuşmak; kararlaştırmak
agreed — kararlaştırılmış
agreed interest — mukaveleye bağlı faiz, akdi faiz (bk. Faiz No. 3)
agreed price — ecr-i müsemma (mukavele ve pazarlıkla kararlaştırılan ücret.)
agreement — anlaşma, akit, uyuşma, sözleşme, mutabakat
agreement (amicable-) — sulh
agreement (imperfectly reciprocal - ) — nakıs karşılıklı akit
agreement (obligatory-) — akit
agreement {parol - ) — sözlü akit
agreement (reciprocal- ) — tam karşılıklı akit
Agricultural Bank (The- ) — Ziraat Bankası
agricultural credit — zirai kredi (bk. Kredi No. II, e)
agricultural enterprise — zirai işletme
agricultural insurance— zirai sigortalar
Agriculture (Ministry or Boord of• ) Tarım Bakanlığı
aid and abet in commission of an offence — suçta iştirak
aid — adli yardım
air — hava
aircraft — tayyare, uçak (bk. Hava nakil vasıtaları)
air lines (routes, ways) — hava yolları
air mail — hava postaları
Air Ministry — Hava Bakanlığı
air navigation — hava nakliyatı
air police — hava zabıtası
airport — hava limanı
airship —• hava gemi (bk. Hava nakil vasıtaları)
air space — hava sahası
alderman — şehir âyanı
aleatory contract — baht veya tesadüfe bağlı mukavele
alias — tekrar edilen icra emri
alias • capias — tekrar edilen tevkif müzekkeresi
alias writ -— tekrar edilen mahkeme emri
alibi — bir sanığın, kendisinin suç sırasında başka bir yerde bulunduğu şeklindeki müdafaası
alien — ecnebi, yabancı; Ingiliz tebaası olmayan kimse
alien - enemy — düşman yabancı
alien - friend — dost yabancı
alienability — ferağ ve temlike kabiliyeti
alienable — temlik ve ferağı kabil
alienage (declaration of- ) — vatandaşlıktın çıkmak beyannamesi
alienation — ferağ yetkisi
alienation in mortmain — bir tüzel kişiye ferağ etme
alienation (restraint on- ) — temlik edilmemek şartı
alienator — ferağ eden, fariğ
alience — ferağ edilen,
alimen — nafaka
alimony — boşanmadan sonra kocanın karısına vermeğe mecbur olduğu para, nafaka
alimony pendente lite — boşanma dâvası esnasında kocanın karısına vermeğe mecbur oldıığu para, nafaka
allegation — iddia
allegiance — tebaiyet, vatandaşlık; sadakat
alliance — ittifak
alliancc agreement — ittifak muahedesi (sözleşmesi) (bk. Muahede, b)
allied — müttefik
allocation — hisse verme
allocatur — değerin biçilmesinden sonra tesbit edilen masraf cetveli
allocutus — mahkûmiyet kararı verildikten sonra cezanın infazına dair mahkemece suçluya sorulan sual
allograph — başkası namına atılan imza
allonge —- alonj
allotment (of holdings to the labouring poor) — fakir işçilere verilen arsalar
allotment (of property) — ifraz
allotment (of shares) — tevzi, iştirak taahhütnamesinin müessislerce kabulü
allotment (letter of- ) — iştirak taahhütnamesinin kabulünü bildiren senet
allotted share — iştirak taahhütnamesinin mukabilinde verilen hisse
allotment note — bir tayfa tarafından imza edilen ve ücretinin bir kısmının bir tasarruf sandığına veya yakın akrabaya devrini tazammun eden senet
allottee — pay sahibi
allowance — nafaka, tahsisat; tenzil olunan miktar
allowance for lodging — mesken (konut) zammı
alloy — halita, ayar
alluvion — arazi, birikinti, topuk
ally — müttefik, birleşmiş
alms - house — darülaceze
alms - man — fukara, dilenci
alone — yalnızca, tek başına
alongside vessel — aburda
alteration — tahrif, değiştirme
alternative averments — iddianamede sayılan ittihamlardan birinin alternatif şekilde kaleme alınması hali
alternatif counts — iddianamede ayrı ayrı bend şeklinde sayılan ittihamlar
alternative obligation — alternatif borç
alternative (pleading in the- ) — birbirlerinden farklı hadiselere istinaden alternatif olarak ileri sürülen iddialar
amalgamation — iki ticaret şirketinin birleşmesi
amalgamation of business — iki ticari işletmenin birleşmesi (bk. Birleşme No. I, 3)
ambassador — büyük elçi (bk. Elçi No. 1 a)
ambiguity — şüphelilik, meşkûkiyet, belirsizlik, müphemiyet
ambiguity (latent - ) — saklı belirsizlik
ambiguity (patent - ) —; açık belirsizlik
ambulatory — muayyen bir süre içinde kabili rücu
ambuscade — pusu yeri pusu kuvveti
ambush — pusu
amend — ıslah etmek
amendement — iddianame veya dâva arzuhalinin ıslahı
amends (tender of - ) — tarziye teklifi
a mensa et thoro (decree- ) — ayrılık karan
amerciament (or amercement) — para cezasına mahkûmiyet
amicable agreement — sulh
amicus curiae — ilgili olmıyan müşavir (dâva ile ilgili olmadığı halde duruşmada hazır olup da mahkemenin dikkatini maddî veya hukukî bir meseleye celbeden kimse)
amnesty — umumi af, genel affedilme
amortisable loan — itfa kabiliyetli istikraz (borç) (bk. İstikraz No. 2 c)
amortisation— itfa etme; vakıf yapma
amortise — vakfetmek
amotion — görevden çıkarılma
amount — tutarı, meblağ; paha
amoveas manus — yüksek mahkemenin King’s Bench dairesince'verilip de hâzinenin elinde bulunan malları sahibine iadesini emreden karar
ampliation — tâlik; temdit, uzatma
analogy — kıyas
anarchy — anarşi
ancesters — usul
ancient documents (or writings) — ibrazından en az otuss yıl önce tanzim edilen ve bundan dolayı, aksi sabit oluncaya kadar, sahih sayılan senetler
ancient lights — komşuluk hakkına göre caiz olan pencereler
angary — angarya
animals (of a tame or domesticated nature) — ehli hayvanlar
animals (of a wild nature) — yabanî hayvanlar
animus cancellandi — iptal niyeti
animus dedicandi — tahsis niyeti
animus et factum — fiil ile niyet arasında ahenk
animus furandi — çalma kastı
animus manendi — muayyen bir yerde ikametgâhını kurmak niyeti
animus reverteudi — dönmek itiyadı
animus revocandi — iptal kastı
animus testandi — vasiyetname yapmak niyeti
annates — ilk sene mahsullerinden verilecek hisse
annex — zeyilname
annexation (ansehluss) — ilhak
anni nubiles — evlenme ehliyeti (yaş haddi)
announcement — ihbar, ilân, bildirme (bk. Fiil No. 2)
annoyance and worry— taciz ve üzme
annual balance sheet — yıllık bilanço
annual profit — yıllık kâr
annual report — yıllık rapor
annuitant — yıllık tahsisat sahibi
annuity —- yıllık gelir, senelik taksit
annuity agreements — kayd-i hayatla irat akdi
annuity charge bond — irat senedi
annul — ref kararı, iptal karan
annulment — fesih, iptali
annunciation — ihbar, tebliğ, ilân
answer — cevap lâhiyası
answerable — zamin, kefil
antecessor — selef; eski mal sahibi
ante - date — doğrusundan evvelki vakit ile tarihlemek
ante litem motam — dâva açmak niyeti belli olmadan önce
aııtenatus — ana babasının evlenmesinden önce doğmuş çocuk
ante - nuptial — evlenmeden önceki
anthropology — antropoloji
anthropometry — antropometri
anticipation — istikbalde elde etmeleri umulan gelirler üzerindeki tasarruf
anticipation (restraint on- ) — istikbalde elde etmeleri umulan gelirler üzerinde tasarruf yasağı
antigraphy — kopye, suret, eşyası
antiquities — âsar-ı atîka , eski eseler
apograph — suret, niisha
apologize — tarziye vermek, af dilemek
apology — basın vasıtasiyle işlenen hakaret veya sövme suçu yüzünden ilân suretiyle verilen tarziye
appeal — istinaf
appeal — itiraz (No. 2 c)
appeal (court of- ) — istinaf mahkemesi
appealable — istinafı kabil
appealant (or appealer) — istinaf eden
appearance — dâvanın esasına cevap
appelant — istinaf eden
appelate — istinaf yolu ile
apelee — aleyhine istinaf olunan
appendant — bir gayrimenkule tâbi olan
appendix — lahika, zeyl
applicability — uygulanabilmektik
applicable — tatbiki mümkün
applicant — istida veren, dilekçe sahibi
application — iştirak taahhütnamesi
application for letters patent — ihtira berati itasına müteallik istida
application of the law — kanunun tatbiki (uygulanması) (bk. Tatbik No. 3)
apply (liberty to- ) — yargıçın sual sormak hakkı
appointee — tâyin (memur) edilen kimse
appointment — tâyin; memuriyet; vazife
appointment of a substitutional or reversionary heir — ikame
appointment (certificate of- ) — tâyin belgesi
appointment (power of- ) — tasarruf salâhiyeti
appointments — tahsisat
appointor — tasarruf salâhiyetini haiz olan kimse
apportionment — münasip hisselere ayırma
apportionment of contract — bir sözleşme şartlanndan bazılarının muteber, bazılarının bâtıl olması hali
appraisement (or appraisal) — tahmin, değer biçme, keşfetme
appraiser — muhammin
appreciation — takdir
appreciation (intelligent- ) — halin icabına göre yapılan takdir
apprentice — çırak
apprentice to the law — stajyer avukatı
apprenticeship (contract of- ) — çıraklık mukavelesi
apprenticii ad legem — stajyer avukatları
approbate and reprobate — nimete ve külfete iştirak; bir şeyi kısmen kabul etmek ve kısmen reddetmek caiz değildir; bir muameleden doğan faydalarını kabulü, külfetlerin ise reddi mümkün değildir
approbation — tensip, tasvip
appropriation (by a personal representative) — bir şeyin miras bırakanın son arzularına göre mûsâlehe tahsisi
appropriation (for administrative purpose) —- idari tahsis
appropriation (of goods to the contract) — satılan malların tefriki
appropriation (of payments to debts) — birden çok borçlardan dolayı mesul olaıı borçlunun tediye ettiği paranın bu borçlardan birine veya bazılarına tahsisi
approval — izin, muffakat (bk. Rıza No. 1 b)
approval (sale o n -) — tecrübe veya muayene ile satış (bk. Satış No. 15)
approved — tasdikli, izinli
approved schools — ıslah evleri
approver — cürmünü itiraf ve ortağını ele veren kimse
appurtenances — teferruat, müştemilat
appurtenant — bir gayrimenkule hukuki muamele neticesinde tahsis kılınan hak
appurtenant stock — demirbaş eşya
arbiter — hakem
arbitrage — komisyoncu
arbitral award — hakem kararı
arbitral commission (expropriation) — hakem encümeni
arbitral tribunal — hakem encümeni
arbitrary treatment — keyfi muamele
arbitration — tahmin
arbitration agreement — hakem muahedesi (bk. Muahede, a ) ; tahkimname (bk. Hakem)
arbitration clause — tahkim şartı (bk. Tahkim No. 1, hakem)
arbitrator — hakem
architect — mimar, mühendis
archives — arşiv, dosyalar
argument — delil, ispat
argumentation — delil gösterme
argumentative — delil nevinden
aristocracy — aristokrasi
arithmetical mistake — kemiyette hata (bk. Hata No. 4)
arm — silâh; arma
armed gang — silâhlı çete
armed neutrality — silâhlı bitaraflık
armistice — mütareke
arms — silâhlar (bk. Suç eşyası)
arms of defence — müdafaa vasıtaları
arms of offence — tecavüz vasıtaları
arms (under- ) — silâh altında
army — ordu
Army Act — askerî ceza hukuku
army administration (law of- ) — askerî idare hukuku
army - broker — ordu müteahhidi
Army Councel — âlî askerî şûra
army organisation — ordu teşiklâtı
arraignment — sorguya çekme
arrangement (deeds of- ) — konkordato
array — jüri heyeti
arrears of taxes — mütedahil vergi, bakaya
arrest — yakalama, tevkif
arrest for debt — hapsen tazyik
arrest of judgment — hükmünün tacili
arrest (under- ) — nezaret altında, göz hapsinde
arrestment — ihtiyati haciz
arret de prince — en yüksek makamın emrettiği tasarruf (tedbir), bir geminin tevkifi
arrival (safe- ) — salimen muvasalat
arson — kundakçılık
art — fen, sanat
art and part (be or have- ) — suç ortağı
article — madde; fıkra; bent; keyfiyet; şey
articled elere (to a solicitor) — bir avukata çıraklık mukavelesi ile bağlanmış stajyer avukatı
articles — maddeler, mukavelename; bir sözleşmenin kayıtları (şartları)
articles of apprenticeship — çıraklık mukavelesi
articles of association — şirket mukavelenamesi, statü
articles of faith — din akideleri
articles of marriage — evlenme mukavelesi
articles of war — askerlik hukuku
artificer — sanatkâr, esnaf
artificial person — hükmî şahıs, tüzel kişi (bk. Şahıs)
artisan — sanatkâr, esnaf
artistic property (rights of- ) — güzel sanat eserler üzerindeki fikrî haklar
arts and crafts — küçiik sanatlar
arts (bachelor of - ) ara imtihanı vermiş olan üniversiteli
arts (fine- ) — güzel sanatlar
arts (free or liberal- ) — serbest meslekler
art - union — esnaf cemiyeti, sanatkârlar birliği
ascertained goods — ferdiyle muayyen mal
asportation — çalınan bir şeyi alıkoyarak başka bir yere taşımak
assassin —- katil
assassination — adam öldürme
assault — fena muamele
assault (indecent- ) -— cebren İrza geçmek
assault and battery — müessir fiil
assault at arms — silâhlı tecavüz
assay — ölçülerin ayarını bulma
assay - balance — ayar terazisi
assay - master — ayar memuru
assembly (unlawful- ) — ittifak (N o. 2)
assent — rıza (No. 1 a), muvafakat
assent of executor — vasiyeti tenfiz memurunun muvafakati
assent (royal- ) — yüksek (âlî) tasdik
assertion — iddia
assessed taxes— tahakkuk ettirilmekte olan vergiler
assessment — vergi matrahı
assessor — yalnız istişarî reye sahip olan mahkeme âzası
assessor — vergi tahakkuk memuru
assets — mevcut, aktif; fon
assets and liabilities — aktif ve pasifler
assign — devralan, temellük eden
assignee — devralan, temellük edeıı
assignument — devir ve temlik
assignment (of action or matter) — dâva dosyalarının kura ile mahkeme azalan arasında tevzii
assignment (of contracts, of choses in action, of obligations) — alacağın temliki
assignment of liability (of debt) — borcun nakli
assignor — temlik eden, devreden
assistance — yardım, kurtarma.
assistance in cases of distres — denizde kurtarma ve yardım
assistance (judicial - ) — adlî yardım
assistant — muavin, yardımcı
assisTer — yardımcı, suç ortağı
assize — ıııeslis; narh
assizer — narh memuru; jüri âzası, jüri
assizes (court of- ) — jüri
associate — şerik, müttefik, ortak
associates — mahkemede çalışan ve fakat yargıç olmayan yüksek memurlar
association — cemiyet, dernek, birlik
association of shipowners — donatma iştiraki
associotions for public utility — umumi menfaatlere hâdim cemiyetler
association (articles of - ) — şirket mukavelenamesi, statu, esas mukavelename
association (memorandum of- ) — şirketin tesisi senedi, kuruluş senedi
association (mutual- ) — kooperatif şirket
assume (an obligation etc.) — deruhte etmek, taahhüt etmek, kabul ve iltizam etmek
assumpsit (action of- ) — şekilsiz bir sözleşmeye veya onun ihlaline dayanan dâva
assumption of an obligation (of debt) — borcun nakli
assurance — mülkiyetin nakli
assurance (life- ) — hayat sigortası
assured — sigortalı
asylum — melce; tımarhane
at par — başbaşa
attache — ataşe
attachment — hapsen tazyik, tevkif; ahiz ve girift
attachment — haciz, icrai haciz
attachment of debts — alacakların haczi
attack — suikast, tecavüz, tasaddi
attainder — manevî ölüm
attempt — cürme teşebbüs
attempt (to commit a crime) — suikast, tecavüz, tasaddi
attempt against life —- cana kast (bk. Boşanma sebepleri No. 1)
attest — şahadet etmek
attestation — tasdikname
attestation clause — bir senedin tanzimi sırasında ikrar şahitlerinin hazır olduklarını bildiren kayd
attested copy — tasdik edilen kopye onanmış olan eşyazı
attorney — mümessil, temsilci
attorney (power of - ) — vekâletname
attorney-at law — dâva vekili
Attorney-General — hanedan (hükümet)in en yüksek hukuk müşaviri
attornment — bir gayrimenkulü kiracı sıfatiyle teslim alan kimse tarafından yapılan ve malikinin hakkını ikrar hakkında beyan
auction — artırma ve eksiltme
auction (compulsory sale by - ) — cebrî artırma
auction (private sale by - ) — mahdut artırma
auction (public or official - ) — alenî (açık) artırma ve eksiltme
auction (sale by - ) — artırma ve eksiltme
auction (voluntary sale by - ) — ihtiyarî artırma
auctioneer — müzayede ile meşgul olan kimse
audit court (office) — divan-i muhasebat
auditor — murakip
auditors — hesap müfettişleri
auditors (board of - ) — murakıplar heyeti
autarchy — 'mutlakiyet rejimi
autarky — iktisadi yeterlik
authenticated contract — resmî senet (bk. Senet No. 1)
authentication — resmî şekil (bk. Şekil No. 2)
authentication — resmî tasdik (bk. Şekil No. 3)
authenticity — ihticaca salih olmak, vüsuk
author — müellif, eser sahibi
author’s right — telif hakkı
authority — otorite, hâkimiyet; hükümet
authority (a decided ense, textbook of repute etc.) — emsal kuvvetini haiz
olan kazaî veya ilmi içtihat
authority (delegated power) — temsil kudreti, tasarruf salâhiyeti
authority over the family — ev reisliği
authority (contracts made without - ) — fuzulî tasarruflar
authority (executive-) — icra eden idare (bk. Faal idare No. 1)
authority (public - )— İdarî makamlaar
authorization — izin, müsaade
authorized agent — salahiyetli vekil (mümessil)
autocracy — istibdat
autonomous government — adem-i merkeziyet sistemi
autonomy — muhtariyet, özerklik
autopsy — otopsi
autre droit (in - ) — başka kimsenin namına
autrefois acquit (convict) — aynı suçtan dolayı beraet ettirilmiş (mahkûm edilmiş)
a vinculo matrimonii (decree - ) — boşanma kararı
aver — delil göstermek
average — avarya
average (general-) — büyük (umumî) avarya (bk. Avarya No. 1)
average (particular or petty - ) -— küçük (hususî) avarya (bk. Avarya No. 2)
average adjustment — dispeç
average kind and quality — orta neviden
average statement — dispeç
averment — deliller göstermek
avoidance — münhal olma hali
avoidance — fesih, iptal
avoidance (action for - ) — butlan dâvası, iptal dâvası
avowal — ikrar (bk. Beyyine No. 5)
avowtry — zina
avulsion — arazinin su basıp bölünmesi
award — hakem kararı
away - going crop — bir kiracı tarafından ekilmiş ve onun halefi tararafından biçilm iş mahsul
ayes and noes — kabul ve red reyleri