A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - WYZ
F. O. R. — fob
face — yüz tarafı
face value — itibarî kıymet
facsimiles (of an autografic signature — kazılı damga (bk. Mühür No. 3)
fact — fiiî, vakıa
factor — âmil, etmen
factor — acenta, komisyoncu
factorage — komisyonculuk ücreti, komisyon
factorslıip — acentelik, komisyoncuculıık
factory — fabrika, imalathane
facts of the case — hadisenin unsurları
facts (statement of - ) — hadise, hadisenin izahı (hikâyesi)
factıım — hukukî muamele, mukavelename
factum probanda — ispata muhtaç olan fiiller
factum probantia — ihtilaflı fiilleri ispat etmek maksndiyle gösterilen diğer fiiller
Faculties o f Law -— hukuk fakülteleri
Faculty of Advocates — Hukuk Fakültesi (Mektebi); îskoçya’ da avukatlar koleji
faggot voter — avam kamarasına üye seçmek hakkını haiz olmadığı halde başka kimseden nakil suretiyle aldığı kâfi lıir servete istinaden rey hakkını kullanan kimse
failing — ihtiyaç halinde
failing this (or which) — olamadığı takdirde, aksi takdirde
failure — aciz, iflâs
failure of record — davalının müdafaa zımnında tutauak hakkında muvaffakiyetsizlikle ileri sürdüğü itiraz
fair — panayır, fuar, sergi
fair comment — neşredilen bir yazının iftira mahiyetinde olmadığı, belki efkârı umumiyeyi ilgilendiren bir meselenin yakışıklı bir tenkidini teşkil ettiği şeklindeki müdafaa tarzı; yakışıklı tenkit
fair price.— değer pahası
faith — itimat; iman
faith (b a d - ) — suiniyet, kötüniyet
faith (good - ) — hüsnü niyet
faith (public - ) — âmme itimadı
faithfulness — sadakat (bağlılık) borcu
false evidence — yalan yere şahadet (tanıklık)
false imprisonment — haksız mahpusluk
false pretence — dolandırıcılık suçunun unsuru olan yanlış beyan
false pretences (obtaining goods, money, etc. by - ) — dolandırıcılık
false representation (as to name, title or office) — gasp
false return — yanlı; bir rapor veren kimse aleyhinde açılan tazminat dâvası
falsification — tahrif, tağşiş
falsify — bir hesap cetvelinin doğruluğunu tekzip etmek
family — aile
family (Law of th e -) — aile hukuku
family council — aile meclisi (bk. Aile vesayeti)
family guardianship — aile vesayeti
family home — aile yurdu
family law — aile hukuku
family name — soy adı (bk. Ad No. 2)
famosus libellus — iftira
fang (with th e -) — sııç. üstünde
farm — çiftlik
farın stock — demirbaş eşya
fast days — oruç günleri
fatal accident — kaza
fauces terrae — haliç derin körfezcik
fault — kusur
faultfinding — kusur
faultiness — sakatlık, bozukluk
faulty — sakat, bozuk
favour (in - of) — lehinde olarak,
hesabına (menfaatine) olarak
federated state — federal devlet
federal court — federal mahkeme
fee — mülk, timar; avukat ücreti
fee - qualified — infisahı şarta muallâk mülk, mutasarıflık
fee- simple — kayıtsız şartsız mülk
fee - tail — yalnız muayyen mirasçılara intikal edebilen mfllk
fee (base - ) — infisahı şarta muallâk mülk, mutassarıflık
fee (retaining-) — vekâlet ücreti
feeble mindedness — akıl zayıflığı
feigned issue — ihtilaflı maddî meselenin halline yarayan bir usul
felo - de - se — müntehir, kendini öldüren kimse
felon — mücrim
felony — cürüm
feme coyer: — evli kadın
feme discovert — dul veya boşanmış kadın
feme sole — bekâr, evlenmemiş kadın
fence — çit
feoffee to uses — bir mülkün hukukî maliki, tapu sahibi
feoffment — tapusunu verme
ferry (right to a - ) — nehir, boğaz gibi dar sahiller arasında mal ve yolcu taşıma hakkı
feud — niza; zaamet
feudal system — feodalite
fiat — emir, irade, ferman; “ Attorney - General’ın verdiği takibat müsaadesi
fiat justicia — hâzineye karşı açılacak dâvalar için İngiliz İçişleri Bakanının vermesi lâzım gelen müsaade şerhi
fiction — mevhume
fiction (le g a l-) — şer’i hile, hile-i şerîye
fictitious dividend — gayri hakiki temettü (bk. Temettü hissesi No.4)
fictitious transaction — muvazaalı muamele
fiduciary acts — itimada müstenit (güvenli) hukuki muamele
fiduciary relationship — itimada müstenit (güvenli) hukuk münasebeti
fief — malikâne, timar, zeamet
fieri facias — haciz emri
fieri feci — haciz emrinin infazını bildiren cevap
filacers — dosya memurları
filiation — evlât edinme
filius nullius — nesebi sahih olmıyan çocuk
films (law relating to - ) — flim hukuku
final — katî, kesin, kesinleşmiş olan
final account — son veya katî hesap
final report — son rapor
finance — maliye
finance arts — malî kanunlar (bk. Kanım No. 2)
financial office (o f collection of taxes etc.) — mal sandığı
financial year — hesap senesi
finder — bulan kimse
finding — lükata (bk. İktisap ve yolları No. 1 b)
finding— bir tahkikat neticesinde maddî bir mesele hakkında karar
fine — para cezası
fine (feud law) — intikal harcı
fine arts — güzel sanatlar
fineness (of coins) — ayar (No. 2)
finger-print identification — parmak izi üzerinde tetkikler
firebote — bataklık hakkı
fire-brigade — itfaiye taburu
fire insurance — yangın sigortası
firm — bir şahıs şirketinin şeriklerinin heyeti umumiyesi; şirket; ticarethane
firm name — ticaret unvanı, firma
firma — erzak, irat veya bir çiftlik
Firman (Decree of the Sultan) — ferman
first fruits — ilk sene mahsullerinden verilecek hisse
first impression — mahkemece halledilmesi lâzım gelen ve fakat emsali olmıyan bir hukukî mesele
first name (Am .) — öz ad (bk. Ad No. 1)
fiscal year — malî yıl (bk. Y ıl)
fishery — balıkçılık, balık avlama
fishery (comm on o f - ) —- başka bir kimsenin sularında bununla birlikte balık avlama hakkı
fishery (fr e e -) — balık avlama imtiyazı
fishery (law of - ) — balıkçılık hukuku
fishery (public or common - ) — herkese ait balık avlama hakkı
fishery (R o y a l - ) — hanedana mahfuz balık avlama imtiyazı
fishery (several - ) — muayyen bir şahsa hasren bağışlanan balık avlama hakkı
fitness — yüke elverişlilik
fixed — sabit, değişmez
fixed prices (a t -) — pazarlıksız
fixed time — ecel
fixing the degree of punishment — cezanın takdiri
fixtures — müştemilât, teferruat
flag — sancak
flag (colours) — bayrak
flag (law of the - ) — bayrak (sancak) esası
flag (transfer to a neutral-) — bitaraf bayrağa geçiş
flagrante delicto — meşhut suç, suçüstünde
flat — apartman
flaws of contractual agreement — irade fesadı
fleet — donanma
Fleet Registers — “ Fleet” cezaevinde veya onun civarında gizli olarak aktedilen evlenmelerin sicilleri
floating charge (or security) — katî meblâğı henüz belli olmıyan ve işlerin inkişâfına tâbi olan bir borç için gayrimenkul rehni
floating debt — dalgalı borçlar
floating policy — dalgalı sigorta
flogging — dayak cezası, kamçılama
flotsam and jetsam — kazazede gemi enkazı veya eşyası
folio — 72 veya 90 kelimeden ibaret olan senet ölçüsü
forbidding the banns (or the marriage) — evlenmeye itiraz
force ( b y -) — zorla, icbar suretile
force (le g a l-)— kanunun hükmü kuvveti
force (the - ) — polis
force (to be in - ) — yürürlükte olmak
force (to come into - ) — yürürlüğe girmek
force - majeure — mücbir sebepler
forced labour — hidemat-i şakka
forced landing — mecburi inis
forced loan — mecburi istikraz (bk. tstikraz No. 2 e)
forced sale (by auction) — cebri satış
forcible detainer — fuzulî işgal
forcible entry — fuzulî işgal (duhul)
forcibly — zorla, cebren
forclosing — hakkın sukutu (düşmesi)
foreclosure — hakkın sukutu (düşmesi)
foreclosure suit — ipotekli alacağın sahibi tarafından açılan ve borçlunun ipotekle takyid edilen gayrimenkul üzerinde haiz olduğu vefa hakkının kaldırılmasına müteallik olan dâva
foreign — İngiliz mahkemelerinin kaza selâhiyeti dışında olan
foreign concessions — açık şehir (No 2)
foreingn companies — yabancı şirketler
foreign corporations — yabancı şirketler
foreign currencies — döviz
foreign estates — yabancılara ait mallar
foreign exchange control — kambiyo murakabesi
foreign judgments —- ecnebi mahkemelerin kararları
foreign law — yabancı hukuk
Foreign Office — Hariciye Vekâleti, Dışişleri Bakanlığı
foreign plea — selâhiyetsizlik (vazifesizlik) itirazı
foreign trade — dış ticaret
foreigner — ecnebi
foreman — amele başı; jüri reisi
forensic medicine — adli tıb
foreshore — sahilin met ve cezir işaretleri arasındaki kısmı
forest • laws — orman nizamatı
forest regulations — orman hakkmdaki mevzuat
forestage — orman resmi (vergisi)
forestall — vurgunculuk yapmak; yolunu takip eden kimseyi zorla durdurmak
forester — orman bekçisi, korucu, orman memuru
forestry — ameııajman; orman imtiyazı
forfeit money — cayma tazminatı
forfeiture — hakkın sukutu (düşmesi)
forgery of documents — sahtekârlık, sahtecilik
foris familiation — babasının hayatında bir kısım arazi alarak kanunî mirasçı hakkından mahrum kalan kimse
forjudge — hükmen iskat etmek, mahrum eimek
form — şekil
formal admission — duruşma sırasında yapılan ikrar
formal contracts — şekle bağlı akitler
formality — merasim
forthwith — derhal, ansızın
fortune — sermaye (No. 1), servet
forum — salâhiyet, yetki (bk. Vazife ve salâhiyet)
forwarding — nakliyat
forwarding agent — nakliye komisyoncusu
foundation — tesis
foundation (deed of - ) — tesis senedi
founder — müessis
founder’s share — müessis hisse senedi (bk. Hisse senedi)
founding — tesis
fraction — kesir
franchise — imtiyaz
franchise — bir saylavı avam kamarasına göndermek hakkı
franchise — muaflık, muafiyet
fronkalmoign — ibadet etmek ve sadaka vermekten başka mükellefiyeti olmıyan bir din cemaatinin sahip olduğu arazinin tasarruf şartı
frank-fee — bir arazinin tam mülkiyeti
fraud — hile, suiniyet
fraud on a power — memuriyet, mevki veya eelâhiyet nüfuzunu kötüye kullanma
fraudulent bankruptcy — hileli (dolanlı) iflâs
fraudulent conversion —- ihtilas
fraudulent conveyance — iflâsta iptal dâvasına sebebiyet veren hileli muamele
fraudulent preference — iflâsta iptal dâvasına sebebiyet veren hileli tercih
free arts — serbest meslekler
free deposits — serbest tevdiat
free determination of the will — ihtiyar (N o. 1a)
free development (right of - ) — serbestle inkişaf hakkı
free discretion — iradenin muhtariyeti
free - port — serbest liman (bk. Liman No. 1)
free time (of work) — dinlenme
.free zone — serbest mıntaka (bölge), gümrük mıntakası
free - bench — dul kadının haiz olduğu intifa hakkı
freedom — hürriyet
freedom in the matter of evidence (system of - ) — serbest beyyine (takdirî delil) sistemi (bk. Beyyine sistemleri No.)
freedom of association — cemiyet (dernek) hürriyeti
freedom of confession of faith — mezhep hürriyeti
freedom of contract — akit serbestisi
freedom of labour— çalışma hürriyeti
freedom of meeting— içtima hürriyeti
freedom of religion — din hürriyeti
freedom of the seas — denizlerin serbestisi
freedom of teaching — tedris (öğretim) hürriyeti
freedom of thought — tefekkür (düşünce) hürriyeti
freedom of trade and industry — ticaret ve sanayi hürriyeti
freedom of travel — seyahat hürriyeti
freehold — mülk
freeholder — mülk sahibi
freight — navlun; yük, hamule
freighter — kiracı (bk. Kiralayan No. 2)
friendly society — hayır elemeği, mütekabil yardım birliği
friendly eııit — bir uzlaşma neticesinde ikame edilen dâva
frontager — yol yahut denize karşı yerin sahibi
frontier — hudut
fruclus industriales — buğday, patates gibi yetiştirilmiş olan tabii semereler
fructus naturalcs — meyve, çimen gibi kendiliğinden meydana gelen tabii semereler
fruit — semere
fruits of nature and industry — tabiî semere (bk. Semere)
frustration — beklenilmiyen vaziyet
full age — reşit olan, rüşt yaşı
function — fonksiyon
fund — fon, karğılık
fund (sinking - ) — amortisman sandığı
fundamental rights — asli haklar
fundamental rigths of states — devletlerin esas hakları nazariyesi
funeral — cenaze merasimi
funeral expenses — cenaze masrafları
fungible things (contract of - ) — misli şeyler hakkındaki borç
fungibles — misli şeyler
furniture — mefruşat, mobilya, teçhizat
further consideration — dâvanın halledilmesi için lüzumlu noktaları aydınlatmak ınaksadiyle verilen talik kararı
future estates — beklenen hak
future goods (agreement to sell - ) — alivre satış
futures (contracts for future delivery) — vadeli muameleler (bk. Borsa muameleleri No. 2 b)