A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - WYZ
Habeas Corpus Act — haksız yakalama veya tevkifi men eden kanun
habeas corpus (writ of - ) — bir memura tebliğ edilen ve kendisinin yakaladığı kimseyi mahkemeye getirmek emrini ihtiva eden ihzar müzekkeresi
habendum — temliki muamelede kullanılan ferağ kaydı
habitual criminal — itiyadî suçlu
habitual drunkenness — ayyaşlık
habitual offences — itiyadi suçlar
hackney carriages — kira arabaları
Hague Conventions — Lahey mukaveleleri
Hague rules (1922) — Lahey kaideleri
hail insurance — doluya kargı sigorta
half-pay — yanm maaş; münhal bekleme maaşı
hall mark — ayar damgası
hamesucken — meskene taarruz suçu
hammered (to b e - ) — âciz beyanı; âciz olarak beyan edilmek
hand — isçi
hand ( b y - ) — el ile; muhbir vasıtasiyle
hand (cash in - ) — akçe
hand ( in - ) — göz hapsinde, kontrol altında
hand (note of - ) — borç senedi
handcuff — kelepçeye vurmak
handicraft — el işleri, küçük zanaat
handicraftsman — küçük zanaat sahibi, esnaf
handing - over — teslim
handsale — el sıkmak suretiyle aktedilen salım
handsel — siftah; pey akçesi; yeni yıl münasebetiyle verilen hediye
Hanseatic Laws of the Sea — 1591 yılında “ Hanse” ticaret himayesi birliği tarafından ilân edilen Hanse kanunları
harbour dues — liman rüsumu
hard labour with transportation — kürek cezası
hardship — eza, insafsızlık
harm (bodily - ) — cismanî zarar
hawking — gezginci esnaf
hawkwer’s trade — gezginci esnaf
hazard (game of - ) — kumar
head - money — avans
head office — merkez (bk. Şube)
head of the house — ev reisi (bk. Ev reisliği)
head of the state — devlet reisi
headquarters — ordu karargâhı
health insurance — hastalığa kargı sigorta
Health (Ministry or Boord of - ) — Sağlık Bakanlığı
hearing — duruşma, celse, iştima
hearing in camera (Lawcourt) — gizli celse
hearsay — bir tanığın başka bir kimseden aldığı habere istinaden yaptığı şahadet
hedge — çit
Hegira (the year of the) — hicri sene
heir — mirasçı
heir apparent — mirastan iskat edilemeyen megru mirasçı
heir at law — kanuni mirasçılar (bk. Mirasçı, a)
heir presumptive — muhtemel mirasçı
heir (limited -) — ön mirasçı
heir (reversionary-) — namzet (bk. İkame No. 2)
heir (substitutional-) — alelâde ikame (bk. İkame No. 1)
heirdom — varislik
heiress — kadın mirasçı
heirless — mirasçısız
heirlooms — terekede bulunan zatî
eşya, kıymetli eşya ve mobilya
heirship — mirasçı olma hali
hereditable — intikali (tevarüsü) kabil olan
hereditament — vasiyetname olmadan
kanunî mirasçılara intikal eden
gayrimenkul sayılan maddî ve gayri maddî mallar
hereditary monarchy — irsî monarşi (bk. Monargi)
heritable — kanunî mirasçılara intikal eden
heritage — miras, tereke
hierarchical order — mertebeler silsilesi
hierarchy — mertebeler silsilesi
High Court of Justice — Londra’daki Yüksek Mahkeme
high seas — açık deniz
high treason — ağır hiyanet (bk. Hiyanet No. 1)
highway — umumî yol
highway robbery — yol kesme
hikers — serseriler
hire — kira bedeli (bk. İcar No. 2)
hire (contract of • ) — âdi icar, âdi kira (bk. İcar No. 1)
hire of cattle — hayvan icarı
hire of work — istisna akdi
hire - purchase agreement — taksitle satış akdi
hirer — kiracı
hire - systm — taksitle satış
Historical Law School— tarihçi hukuk mektebi
history of law — hukuk tarihi
hold — gemi anbarı
holder — hâmil
holder in due course — bir ticari senedin hakiki hâmili
holder (in the name of t h e -)) — nama yazılı
holder (lawful - ) — hakiki hamil
holder of a right — hak sahibi (N o. 2)
holding company— diğer bir veya birden çok şirketin hisse senetlerine sahip olan şirket, holding şirketi
holding out — yanlış zehabı uyandırmak
holding over — bir arazi üzerindeki zilyetliği vaktinde geri vermemek
holidays — genel tatiller (bk. Ulusal bayram ve genel tatiller)
holograph — tamamile imza sahibinin eli ile yazılmış; elyazısı vasiyetname
Holy Office — engizisyon mahkemesi
Holy See (the - ) — papalık
Home Office — Dahiliye Vekâleti, İçişleri Bakanlığı
home port — bağlama limanı
Home Secretary — İçişleri Bakanı
home trade — iç tiearet
homeless — bakımsız
homicide — adam öldürmek
homicide (excusable - ) — suç sayılmayan adam öldürmek fiili
homicide (felonious - ) — adam öldürmek suçu
homicide (justifiable - ) — kanuni bir vazife zımnında işlenen adam öldürmek fiili
homologation — tasdik, onanma
honour (to • a bill o f exchange) — bir poliçeyi kabul veya tediye etmek
honour (acceptance for - ) — bittavassut (aracısız) kabul
honour (payment for - ) — bittavassut (aracısız) tediye
hostage — rehine
hostile act —-düşmanca hareket
hostilities — düşmalıklar
hotchpot (to bring in to - ) — payını almak isteyen kimsenin daha önce aldığı şeyleri iade etmek (meselâ mirasta iade)
hotchpot provision — iade kaydı
hours of work — iş müddetleri
house — mesken
House of Commons— Avam Kamarası
House of Lords — Lordlar Kamarası
house - agent — ev ve emlâk simsarı
housebote — baltalık hakkı
housebreaking — ev hırsızlığı, sirkat
house of correction — Islah evi
house of detention — tevkifhane
house - regulations — dahili nizamname, iç tüzük
house - tax — bina vergisi
housing — mesken işleri
hue and cry — bir »anığı takip etmek,
aramak ve yakalamak
hull — gemi teknesi
hull ( insurance on the - ) — tekne sigortası
hundred — İngiltere’de yüz aileli olduğu farzedilen kasaba
hundred court — kasaba mahkemesi
husband — koca
husband and wife — karı koca
husband (ship’s - ) — gemi müdürü
hush - money — susturma rüşveti; sükût hakkı
hypothec — ipotek
hypothecation — bir gemi veya gayrimenkulûn ipotekle takyidi
hypothesis — faraziye